Mavi Akım projesini en çok isteyen, hatta projenin fikir babalığını yaptığını çeşitli defalar dile getiren hiç kuşkusuz Enka'nın patronu Şarık Tara'ydı.
Tara, bir toplantıda etrafındaki bir kaç işadamına böyle bir projenin ortaya çıkmasında en çok kendi emeği olduğunu belirtmiş, ancak gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti.
Tara'nın Mavi Akım'ı istemesi boşuna değildi. Çünkü biri İzmit'te diğeri Gebze'de iki santralın temelini atmıştı. Hatta Ankara'da da bir santral yapacaktı ve dolayısıyla da Tara'nın santrallarına nerden gelirse gelsin, 'gaz' lazımdı. İşte bu nedenle de bu projenin gerçekleşmesini en çok isteyenlerden biriydi. Herşey iyi hoştu da, Türkmenistan gazının önü neden kesilmişti. İşte bu tam olarak anlaşılamamıştı. Oysa ki, Türkmen gazının fiyatının Rusya'dan gelecek olan gazın fiyatının yarısı olduğu söyleniyordu.
Mavi Akım'la ilgili eleştiri ve iddialar bir yıl önce çok yoğun olarak yapılıyordu. Şimdi TEAŞ skandalıyla yeniden gündeme geldi. Kimileri diyor ki, Türkiye, Türkmenistan'dan gaz alacaktı hem de ucuza. Rusya, "Biz kestirmeden verelim. Fiyatı belki biraz pahalı ama Türkmenistan'dan her zaman gaz alamayabilirsiniz" dedi ve birileri de buna ön ayak oldu diye bu projeden vazgeçildi. Türkmen gazının hattı riskli bulunmuştu. Türkmenistan, Özbekistan üzerinden ve Hazar Denizi'nin altından geçerek Türkiye'ye gelecek olan gazın, Ermeni topraklarından geçme ihtimali de vardı. Bu da bazılarının hoşuna gitmiyordu. Tabi tüm bu gelişmeler Türkmenistan'la olan ilişkilerimiz için hiç de iyi olmamıştı. 1.5 yıl kadar önce Türkmenbaşı'nın Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'i gaz konusu yüzünden azarladığı hala hafızalarda.
Mavi Akım'da Türk müteahhitin (Haznedaroğlu) ihalesiz olarak Rus şirket Gasprom tarafından seçilmiş olması şu güne kadar hep zihinlerde bir soru işareti olarak kaldı.
Bir işadamı diyor ki, "Türk tarafı kolay kolay müteahhit seçtirmez. Mavi Akım'da yetkililerin, Ruslar'a 'biz sizin istediğiniz müteahhite işi vermek isteriz. Ama ihale açmamız lazım. İhale açınca da bu firma alamayabilir. En iyisi bu yetkiyi biz aramızdaki sözleşmeye bağlı olarak size verelim' dediğini duyduk. Devlet anlaşması bu ve zaman zaman olduğunu biliyoruz. Ancak ihalesiz olması bu projenin üstünde bir şaibe bıraktı."
Yeniden merhaba. Sabah Gazetesi'ne stajiyer muhabir olarak başladığım 1990 yılında, aynı zamanda fakültede ikinci sınıf öğrencisiydim. 10 yılı aşkın süredir bu grupta gazetecilik yapıyorum. Önce Sabah, sonra Yeni Binyıl ve şimdi yeniden Sabah'ta bu heyecanı desteğinizle sürdüreceğime inanıyorum.