kapat

12.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Beyaz enerji, siyah sinerji!

Genelkurmay da; "Kim bu general? Verin ismini hesabını soralım..." diye özetlenebilecek bir çıkış yaptı. DGM Savcısı da "Düğmeye ben bastım" dedi.

General gerçek mi?

Rütbesi, kılıcı...

Kafası, gövdesi var mı?

Yoksa uyduruk, kurgulanmış, hayali, sanal bir general mi? Bıktık kurgulanmış general haberi yazan haberlerden... Ne zaman isimsiz bir general öfkeli demeçler verse, basın da bunu yazsa ülke toz-duman oluyor.

Çık ortaya generalim...

Ver ismini generalim...

Ne var bunda korkacak, çekinecek, saklanacak, örtünecek? Ülkenin elektrik şirketinde soygun yapılıyor, siz de bu soygunu yapanları bulup çıkartmaya çalışıyorsunuz.

Beyaz enerjiyi...

Beyazlatmaya çalışıyorsunuz...

Fakat siz isminizi vermeden konuşunca, beyaz enerji, işte gördüğünüz gibi siyah bir sinerjiye dönüyor.

Başbakan... Yardımcıları....

İhtilal korkusuna düşüyor.

Asıl konu unutuluyor....

***

Asıl konu şudur: Ülkenin en büyük yatırımcı bakanlığı olan ve toplam yatırımların yüzde 40'ını yaptığı için bol harcamalarda bulunan Enerji Bakanlığı'na bağlı TEAŞ soyuldu mu, soyulmadı mı? Siyasetçiler-bürokratlar-işadamları bir oldular, kravatlı çete oluşturdular, "Elektrik üreteceğiz, elektrik dağıtacağız, boru hattı döşeyeceğiz, doğalgaz getireceğiz, devletin elinden santralleri alıp özel sektöre vereceğiz ve daha verimli işleteceğiz. Daha ucuz, bol ve kaliteli elektrik üreteceğiz" diye toplumu uyuttular fakat pahalı projeler yapıp TEAŞ'ı mı soydular?

Asıl konu buyken...

Aldılar konuyu...

"Askerin içinde ihtilal yapmaya eğilimli uçuk generaller var" türü altı boş kestaneden toz duman yarattılar.

Afrika kabilelerinde bile...

Artık darbe yapılmıyor...

Ayıptır...

İşte 63 yaşında ciddi, tutarlı, lekesiz, dürüst olarak tanınan DGM Savcısı Talat Şalk da "Düğmeye ben bastım..." diyor...

O zaman....

Asıl konuya vidalanalım...

Dünya rüşvet skorunda bizim Enerji Bakanlığı en önde... Hakkında en çok rüşvet, kayırma, siyasi kollama, pahalı ihale verme dedikodusu bizim Enerji Bakanlığı ve onun kuruluşu TEAŞ'la ilgili olarak çıkıyor.

Niçin?

Bizim bakanlık elektriğin bir kilovatsaatini halka, sanayiciye, tüccara, ortalama 7.8 cent'ten satıyor. Oysa Almanya, İtalya, İngiltere 4 cent'ten verebiliyor.

Bizde maliyet yüksek...

Yaklaşık iki kat yüksek...

Niçin?

Elektrik dağıtımını özel şirketlere ya da kurumlara 30 yıl kiraya verme ihalelerinde çok büyük dedikodular çıktı. Enerji Bakanlığı, dönemin iktidarlarını etkileyenler, TV'si ve gazetesi olanlar bu ihaleleri aldı. Değerlendirmeler subjektif yapıldı diye çok laf edildi.

Niçin?

Rusya'dan alınacak doğalgaz, döşenecek boru hatları, bu gazla işleyecek santrallerin kurulması konusunda da büyük rüşvet, kayırma dedikoduları çıktı. Bunlar sayfa sayfa yazıldı.

Niçin?

Türkiye karanlıkta kalacak diye laf çıkardılar ve yüzer-gezer santral ihalesi açtılar. Yüzer-gezer santralleri kuracaklardan elektriği çok pahalıya alma anlaşmaları yaptılar. İhaleleri tamamladılar. Fakat 80 gün geçti, onaylamadılar. Aslında bu yüzer santralleri kurup, TEAŞ'a pahalı elektrik satmak isteyen şirketlere bir zaman kazandırdılar.

Niçin?

Bekliyoruz, umuyoruz...

Başlatılan soruşturma işte bu "niçinlere" cevap bulmak için yapılıyor.

Asıl konu bu...

Soruşturulması gereken; "Biz niçin pahalı elektrik kullanıyoruz?" Ama konuyu aldılar; 'var mı yok mu' belli olmayan isimsiz bir generalin; "Düğmeye biz bastık... Cumhur'un adını çizin..." sansasyonuna çengellediler.

Beyaz enerjiyi...

Siyah sinerjiye...

Dönüştürmek istiyorlar...

Tuzağa düşmeyin, dikkatinizi soruşturmaya verin.

Ecevit açıklamalı!

100 bin anonim şirket, 400 bin limited şirket içinde krizden etkilenmeyen hemen hemen yok gibi... Son bir yıl içerisinde 3 bin 400'ü Ankara'da olmak üzere Türkiye çapında toplam 26 bin 170 işyeri kapandı.

Türkiye boğulma yolunda...

Kriz yakıyor, kavuruyor.

Fabrikalar kapanıyor.

Tezgahlar duruyor....

Tarlalar ağlamakta...

Bankalar sıkışmakta...

Mağazalar sinek avlamakta...

Bu krizi; devlet bankalarının büyük boyutlara ulaşan görev zararları tetikliyor, ateşliyor, büyütüyor, sürekli kılıyor.

Ne demek görev zararı?

Zararın görevi nasıl olur?

Kim emir veriyor? Devlet bankaları kimin adına zarar ediyor?

Dört gündür soruyorum.

Başbakan susuyor...

Toplumdan bilgi saklıyor.

Soru 1:
Devlet bankalarının toplam görev zararları 20 milyar dolar mıdır? Yoksa 35 milyar dolar mı?

Soru 2:
Devlet bankaları tek tek ne görev yaptılar da bu kadar zarar oluştu? Bu görevleri onlara hangi politikacılar verdi?

Soru: 3
Ciddi bir İngiliz ekonomi gazetesinin (Financial Times) geçen hafta yayınladığı bir yazıya göre, Türkiye'deki devlet bankalarından politik gücü kuvvetli olan insanlar kredi alıyor ve bunu geri ödemedikleri için görev zararları büyüyor. İngiliz gazetesinin bu iddiası doğru mudur? Görev zararları içinde kişilere, özel ve devlet şirketlerine verilen pay nedir?

Başbakan Ecevit açıklamalı...

Nedir bu görev zararları?

Bankalara "zarar edin ama bu işi de yapın" diye kim emirler verdi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır