|
Fatih turizmi
Birtakım polemikler çıkıyor gazetelerde... Anlayan anlamayan, bilen bilmeyen yazıyor. Evvela Fatih Terim'i ele alalım.
Terim, Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük antrenördür. Hırslı, bilinçli ve çalışkan. Firenze gibi kaynayan bir şehirde antrenörlüğünü ispat etti. Ve Fiorentina'yı, zayıf kadrosuna rağmen devlerle başabaş oynayan bir takım haline getirdi. Takıma, o hırsı aşıladı. Buraya kadar aynı fikirdeyim. Ama, "8400 Türk bayram tatilinde Firenze'ye Fatih için gidiyor" denirse, işte orada durmak lazım. Çünkü yanılıyorlar. "Firenze'den İtalyanlar, Fatih Terim'den ötürü Türkiye'ye geliyorlar" denirse, ancak bu doğru olabilir.
Firenze'yi bilmek lazım
Firenze, Rönesans'ın çıktığı şehirdir. Birkaç tane müze yoktur, şehrin kendisi bir müzedir. Rafael'in, Leonardo'nun, Cellini'nin ve daha bir çoklarının çıktığı şehirdir. Her tarafı tarihtir. Öyle pratik bir şehirdir ki, kutu gibidir. Merkeze yakın bir otelde kaldığınızda her yer iki adımdır. İtalyan modasının çıktığı yerdir. Arjantin ve Teksas'la birlikte Dünyanın en meşhur bifteklerini Firenze'de yersiniz. Bu bakımdan yemeğiyle, modasıyla, tarihiyle olsun olağanüstü şehirdir. Seyircisi de, şehrin tek takımı olduğu için takımına olağanüstü bağlıdır.
Bayramda şayet oraya Türkler gitmişse, birkaç eşi dostu hariç, Terim'i görmek için gitmedikleri kesin. Çünkü o tarihlerde Firenze'de maç yok. Oynayacağı maç dışarda Juventus'la... Demek ki Fatih için gitmemişler. Kaldı ki, bir insan maça futbolcuyu mu seyretmek için gider, antrenörü mü? Tabii ki başrolde olan futbolcuyu. Yani, "Hakan Şükür'ü seyretmek için gidiliyor" dense, hadi bir ölçüde "Peki" diyelim.
Hepimiz Fatih'in muvaffak olmasını istiyoruz. Bana göre başarıyı yakaladı da... Bundan sonrası ne olur bilmem ama damgasını oraya vurdu Fatih.
Peki ya Hakan Şükür!
Gelelim Hakan Şükür'e... Hakan Inter'e sıradan bir oyuncu olarak değil, UEFA Şampiyonu'nun en golcü ve en kıymetli oyuncusu olarak gitti. Ve Hakan Türkiye'deki kötü alışkanlıklarından ötürü, İtalya'da bu duruma düşüyor.
Top ayağındayken dengeli ve kuvvetli değil. Arkadan en ufak müdahalede topu ve dengesini kaybediyor. Hakan'ın dezavantajı bu. Küsmesine gelince; buna yarın değinelim
DEVAMI YARIN
|
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|