kapat

Pazar Eki
07.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dayan Amerika geliyorum!
Bush muydu Gore muydu, ABD Başkanı kim oldu? Halihazırda Clinton. Ama 20 Ocak'ta görevi Bush Jr.'a devredecek. Başkan koltuğunda onu bir daha görmeyiz diyenler feci yanılıyor. Zira niyeti belli: Yasa değişecek, bir dahaki seçimde geri dönecek

Nasılsınız? Epey bir yorgun olmalısınız...

Bütün gece Arafat'la, Ehud Barak'la konuşmaktan uyuyamadım. Yine de kendimi fena hissetmiyorum, şiddete son verecek gibi gözüküyorlar çünkü...

* Son durum nedir?

İkisiyle de o kadar çok zaman geçirdim ki, onları sinirlendiren şeyleri de, zaaflarını da ezberledim artık. Üzerlerindeki baskıyı ve halklarının da, kendilerinin de kurban psikolojisini, çok iyi anlayabiliyorum.

Az kalsın Ortadoğu meselesini de çözecektiniz. İşlerin böyle birden ters gitmesi sizi şaşırttı mı?

Gerçekten çok yaklaşmıştık, az zamanda büyük aşamalar kaydedilmişti. Beni şaşırtan şey böyle çabuk aralarının açılması oldu. Camp David sayesinde, Barak başka hiçbir İsrail başbakanının cesaret edemediği kadar mesafe almıştı çünkü. Güvenlik konusunda anlaştılar mı, sorun yok zaten... Bir de galiba Filistinliler Ariel Sharon olayından sonra celallendiler.

Neyse, bu konuyu fazla uzatmayalım...

Demek istediğim; bir sürü şey oldu ve her olaydan sonra, sanki bir taraf karşı tarafı daha yanlış anlamaya başladı.

* Bunlar sizin sinirinizi bozuyor mu? Arafat ve Barak'la iyi bir dostluğunuz da var. Hiç içinizden "Cehenneme git Yaser!" dediğiniz olmuyor mu?

Eh, biraz zorluyor tabii. Bütün olay sinir bozucu. Ama şunu anlamak gerek: Burada bir halkın kimliği mevzubahis. Yahudiler hâlâ kitaplarından örnek hikayeleri okuyorlar; bir tür epik aile trajedisiymiş gibi. Yıllardır bu oyunu oynuyorlar. Sinirime giden bu. Bir gün bunların ötesine geçeceğimizi umuyorum. Dışarıdan bakan biri ise gerçeği görebiliyor: Tek çözüm birlikte barış içinde yaşamanın bir yolunu bulmaktan geçiyor.

YENİ HAYAT?
Henüz 50'lerinizin ortalarındasınız. Gücünüz, haliniz vaktiniz yerinde. En zor deneyimlerden geçtiniz, en zor insanlarla yakın ilişkiler kurdunuz. Oval ofisinizden çıkıp gidince, ne yapacaksınız?

New York'ta bir ofisim olacak. Birkaç ay herhalde dinlenmeye ayırırım, değişik perspektifler geliştirmek için. Ama bu işte yararlı olmaya devam etmeye karar verdim bir kere, plan yapmak için aylar harcayamam. Eski başkanları düşündüm; bence iki güzel örnek var: John Quincy Adams ve Jimmy Carter. Adams Temsilciler Meclisi'ne geri döndü ve çalışmalarını başarıyla sürdürdü. Carter da insan hakları üstüne çalıştı. Hattâ Afrika'da habitat çalışmaları yürüttü. Buradaki zor karar, gücü ve otoriteyi etkiyle değişebilmek. Eminim dinle, ekonomiyle, ırkçılıkla ilgilenmeye devam edeceğim. Sadece bu ülkenin sorunları değil, tüm dünyayı izlemeye devam edeceğim. Örneğin önümüzde küresel ısınma diye gerçek bir sorun var. Artık endüstri gelişti, teknoloji 10 yılda çok gelişti. Ülkeler zenginlik uğruna çevreyi yok etmeyecekler. Sonra üzerinde durmamız gereken üç hastalık var: AIDS, verem ve kolera... Çok düşündüm yani tüm bunları. Ve düşüneceğim de. Ama ne yaparsam yapayım, yeni Başkan'ın Başkan olmasına izin vereceğimden, onun yoluna çıkmayacağımdan eminim.

* Sekiz yıldır dünyanın en zor görevini üstlenmiş olmanız, herhangi bir fiziksel iz bıraktı mı?

Hayır, sekiz yıl öncekinden daha iyi ve sağlıklıyım. Sadece saçlarım beyazladı. Sekiz yıl önce olmayan birkaç kırışıklık var, hepsi bu. Ben iyi vakit geçirdim, eğlendim. Saçlarımın beyazlamasını önleyemedim. Muhtemelen Başkan olmasam da beyazlardı.

* Roosevelt'ten sonra emekli olan en genç Başkansınız. Kendinizi Roosevelt'le kıyaslıyor musunuz?

Bence onun görev yaptığı dönem benimkine çok benziyor. Onun görevi Amerika'yı bir tarım ülkesinden endüstriyel bir güce çevirmekti; yalnız bir ulustan, uluslararası bir millet oluşturmaktı. Benim zamanımda da biz Amerika'yı endüstri çağından iletişim çağına taşıdık. Soğuk savaş döneminden çok uluslu, bağımsız bir dünyaya yol aldık. Roosevelt emekli olmamıştı zaten; politika hayatına devam etmişti. Ve çok da etkin roller üstlenmişti. Üçüncü parti hareketini o başlatmıştı. Ama eğer tekrar başkan olabilseydi, daha etkili olurdu. Benim öyle bir seçeneğim yok. Bir daha yönetemem. Ortada Ulusal Andın 22'nci maddesi varken...

* 22. madde olmasaydı, tekrar aday olur muydunuz?

Ah, evet, büyük olasılıkla.

Kazanır mıydınız?

Evet. Aslında kestirmesi zor, çünkü tamamen akademik bir seçim sistemimiz var.

AH ŞU 22. MADDE!
Sizce 22. madde iyi bir fikir mi? Bir başkana böyle sınırlama getirmek demokrasiyle bağdaşıyor mu?

Bence yargının görev süresinin kısıtlı olması iyi; ama yürütme için, yani Başkan için aynı şeyi söyleyemem. Benim ekstra enerjim var ve bu işi çok seviyorum! Bu işin doğasını seviyorum. Ama belki hazır iyiyken bırakmak daha iyidir... Belki de yasa maddesine 'art arda' diye bir şey eklemeliler; üç dönem peş peşe başkanlık yasak olmalı. Teddy Roosevelt gençti ama zamanı için hiç de genç değildi; 51 yaşındaydı, 60'ında öldü. Bugün 65'ine kadar yaşamış herkes, 82'sini de görebilir.

22. maddeyi değiştirmek için vakit var mı?
Hayır, bu zaten benim için tasarlanmış bir şey değil... Benim vaktim doldu. Ama ülkenin başına gelebilecek her şeyi öngöremezsiniz. Yanlış zamanda yanlış biri Başkan olabilir. İnsan genom haritası da çıkarıldı; 65'ten 85'e her yaşta çok önemli pozisyonlarda olma şansı var artık. Parkinson'a, Alzheimer'a çare bulunuyor. O yüzden ileride yaşla ilgili tüm yasaları, kısıtlamaları değiştirmek gerekecek. Belki Kongre ileride 22. maddeyi buna göre düzenler. Seçmenler de bir dahaki seçimde eski Başkanlarını göreve geri çağırabilir böylece. Bunun değişmesi on yıllar alabilir, ama hemen olursa da hiç şaşırmam...

(Rolling Stone)


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır