Bizde böyle siyasetçi var mı?

Büyük laf etme, köşeli laf etme hastalığına 1970'li yıllarda yakalandık..

O gün bugündür de kurtulamadık..

Duvarların yıkılmadığı, ideolojilerin kutsal olduğu yıllardı. Hepimiz Marks'tan, Marcuse'dan, Politzer'den metinler ezberler, ortalık yerde nutuk atardık..

Büyük büyük laflar ederdik ama çoğumuz bunların ne anlama geldiğini bilmezdi.. Yaşadığımız hayattan, çevremizden bir örnek ver deseler, 'hık mık' eder lafı geçiştirmeye çalışırdık..

1986 yılı.. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde doktora öğrencisiyim.. Ders sosyoloji.. Hocamız, kuramlarıyla sosyoloji literatürüne giren Prof. Dr. Mübeccel Kıray.

Bir arkadaşımız tampon mekanizma ya da ara form kuramını anlatacak..

Kuramı ortaya atan kişi Prof. Kıray.. Bu nedenle işi çok zor. O da zaten günlerce hazırlanmış.. Başladı anlatmaya.. Kısaca aktarayım:

Bir toplum her an hem değişme hem de denge halindedir. Değişim halindeki toplumlarda dengeyi sağlayan mekanizmalara tampon mekanizmalar veya ara formlar denir. Bunlar ne eski yapının ne de yeni yapının kurumlarıdır..

Hoca sakin sakin dinledi.. Arkadaşımız sözünü bitirince hiç sevmediğimiz can alıcı soruyu sordu..

"Camdan bak.. Çevrede anlattığına uygun bir kurum var mı?"

Sınıfta buz gibi hava esti.. Nasıl yani? Camdan bakınca toplumu dengede tutan koskoca tampon mekanizma nasıl görülürdü..

Arkadaşımız baktı baktı bulamadı..

Ama sorunun cevabı çok basitti..

Okulun köşesindeki kaportacı var ya?

İşte o ... Tampon mekanizma oydu

Kaportacı veya yanındaki bakkal..

***

Şimdi Ankara siyaset kurumu ile siyasetçiyi tartışıyor? Siyaset kurumunun yıpratılmaması üzerine büyük laflar ediliyor.

Deniliyor ki; siyasetçi yıpratılırsa, siyasetçiye duyulan güven sarsılırsa demokrasi yara alır. Çünkü, demokrasilerde siyasetin yerine konulacak kurum yoktur..

Doğru.. Peki ne yapmalı?..

İşte bunu kimse söylemiyor..

Son araştırma.. Halk hangi kuruma güven duyuyor? Birinci sırada yüzde 85.1 ile Cumhurbaşkanı Sezer var.. İkinci sırada yüzde 74.9 ile Silahlı Kuvvetler... Politikacılar yüzde 9.1 ile onuncu sırada..

Bu güven nasıl gitti? İşte asıl bunu tartışmalıyız.. Yoksa hepimiz biliyoruz, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu, yerini alacak başka kurum olmadığını..

Dün Almanya'da Sağlık Bakanı Andrea Fischer görevinden istifa etti..

Neden mi?

Almanya sosislerde deli dana hastalığı var söylentisiyle çalkalanıyordu..

Bakan Fischer televizyona çıktı: "Ben ve ailem her gün sosis yiyoruz. Siz de gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz" diyerek sorunu geçiştirmeye çalıştı..

Ama tutmadı.. Sosiste deli dana çıktı..

Bunun üzerine bayan bakan gözyaşları arasında istifa ettti.

İstifa ederken ne dedi biliyor musunuz?

"Alman halkının hükümete duyduğu güveni sarstım."

Bizde böyle bir politikacı var mı?

Varsa söyleyin..

Yoksa politikacıya neden güven duyulmuyor diye merak edip durmayın..

Haydi söyleyin.. Bizdeki politikacılar da böyledir deyin..

Haydi söyleyin!..