|
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr
)
|
Dar alanda özelleştirmeler
Özelleştirme konusu, 2001 yılında, başta bütçenin gelir hedeflerinin yakalanması olmak üzere, birçok açıdan son derece önemli. Bu yıl ve gelecek yıllarda yapılması öngörülen özelleştirmelerin, hem kısa zamanda hem de başarı ile sonuçlanabilmesi için, bazı acil önlemler alınması gerekiyor.
Bunların başında da, "mevzuat birliği" geliyor. Ülkemizde, özelleştirme uygulamalarının;
1- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,
2- Enerji Bakanlığı
3- Ulaştırma Bakanlığı
olmak üzere "üç ayrı kurum tarafından yapılmakta olması" nedeniyle, uygulamada bir mevzuat birliği sağlanamamış durumda. Etkin bir özelleştirme için, mevzuat birliğinin acilen sağlanması ve özelleştirmedeki üç başlılığın, mümkün olduğunca azaltılması gerekiyor. Bu konuda 9 ve 10 Ekim 2000 tarihli yazılarımızda, "bankaların özelleştirilmesi" ile ilgili uyarımızın gözönüne alınıp, Özelleştirme İdaresi'nin görevlendirilmesi, çok başlılığın azaltılması konusunda umut verici bir gelişme...
Ne yapmak gerekiyor?
Yapılması gereken, uygulanmakta olan ekonomik istikrar tedbirlerinin en önemli kalemlerinden birini oluşturan özelleştirmeleri gerçekleştiren Özelleştirme İdaresi'nin, daha sağlıklı bir mekanizma içinde faaliyetlerini yürüteceği bir statüye kavuşturulmasıdır. Bunun için de, "Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin 4046 sayılı Kanun"da değişiklik yapılması gerekiyor.
Özelleştirme İdaresi ve Özelleştirme Yüksek Kurulu, yeniden yapılandırılmalı. Özelleştirme olayı, siyasilerin müdahalesini ortadan kaldırmaya dönük tam bağımsız ve yasalarla korunmuş özerk bir yapıya dayalı olarak oluşturulacak tarafsız bir heyete bırakılmalı. Bu aşamada, Özelleştirme İdaresi'nin; SPK, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Rekabet Kurumu gibi sağlıklı bir idari ve mali yapıya kavuşturularak siyasi ve bürokratik tercihlerden arındırılmış bir Özelleştirme Kurumuna dönüştürülmesinde yarar var.
Özelleştirme kapsam ve programına alınacak kamu hisseleri, Hükümetlerin siyasi tercihleri doğrultusunda Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilmeli ancak özelleştirme uygulamalarının, oluşturulmasına yönelik bazı etkinlikler, Özelleştirme Kurumuna bırakılmalı.
Enerji ve banka özelleştirmeleri başta olmak üzere 2001'de 5-6 milyar Dolar, orta vadede toplam 25 - 30 milyar Dolar, uzun vadede ise yaklaşık 70-80 milyar Dolar tutarında olduğu ifade edilen potansiyel özelleştirme portföyünün, çok kişinin tahmin ettiği nedenlerle, sekreterlikten uzmanlığa terfi ettirilen veya siyasi tercihlerle atanan personel eliyle Özelleştirme İdaresi'nin ve bazen bir yılı dahi aşan aralıklarla toplanabilen Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun mevcut yapısıyla sonuçlandırılması mümkün değil. Bu nedenle, kadro olayı da gözden geçirilmeli.
Kurum, özelleştirme uygulamalarının sağlıklı, süratli ve etkinlikle gerçekleştirilmesini sağlamak üzere gerekli karar ve tedbirleri re'sen almakla yükümlü ve yetkili olmalı. Kurumun karar organı siyasilerden oluşmayan Özelleştirme Kurulu olmalı, Kurul üyeleri de, yeterli kamu tecrübesine sahip kişiler arasından en az 5-6 yıllık bir süre için Bakanlar Kurulu tarafından atanmalı ve hükümet değişiklikleri ile görevlerinden alınamamalıdırlar.
Özelleştirmelerin hızla ve sağlıkla sonuçlandırılabilmesi ve ülkenin ekonomik yeniden yapılandırılması için çözüm de, çare de budur.
|
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|