kapat

11.01.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Nokia
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Sürpriz sınav

Başbakan, Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuzluk soruşturması için "Ersümer'i çizin, operasyonu biz yaptık" diyen generali istiyor.

Ecevit, yolsuzlukların üstüne sanki "hükümete rağmen" gidiliyor izlenimi uyandıran sözlerin sahibi general kimdir, bunun bulunması ve gereğinin yapılması için Genelkurmay Başkanı'ndan talepte bulundu.

Fakat soruşturma başlatıldığına dair dün geç vakte kadar Genelkurmay'dan da Jandarma Genel Komutanlığı'ndan da herhangi bir açıklama yapılmadı.

Ecevit'in ısrarı, bu olayın arkasında gizli bir örgüt, yani cunta bulunduğu şüphesi taşıdığını düşündürüyor.

Başbakan dün parti grubunda şöyle dedi:

"Bir gazetedeki açıklamalarında, bundan böyle 'Pisliğe bulaşan kim varsa üzerine gitmekte kararlıyız' dediler. Kimmiş bunlar, görevleri, yetkileri neymiş, belli değil.. Ama düğmeye basan bakan değil, o gizli yetkililermiş. O gizli yetkililerin kılıcı ile ilgili bakanın adı çizilmeliymiş. Yani bu gizli görevlilerin bulunduğu yerde seçimle gelen görevlilerin esamesi okunmayacak.."

Ecevit, meclis grubunda "Bu üzücü olayın sorumluları biran önce saptansın ve haklarında gereken işlem yapılsın" isteğini tekrarladıktan sonra şunu dedi:

"Eğer bu yapılmazsa toplumdaki çok az sayıdaki dikta rejimi özlemcileri yersiz hayallere ve heveslere kapılabilir ve kışkırtıcılığa kalkışabilirler.."

Yetki ve sorumluluk kargaşası, durduk yerde yeni bir kavga sebebi yarattı.

Yolsuzluk soruşturması yürüten jandarmanın adı gizli tutulan bir komutanı, yetkisini aşan bir savcı gibi siyasi nitelikli suçlama ve eleştirilerle yüklü bir demeç verdi.

Asker vesayeti kompleksi ile malül siyaset sınıfı "mal bulmuş gibi" bu açığın üstüne atladı.. Başbakan da generalin o sözleri hangi duygularla sarfettiği hakkında henüz resmi bir bilgiye sahip olmadan onu "dikta rejimi özlemcilerini kışkırtan bir gizli görevli" tarifiyle sanık sandalyesine oturttu.

Olaylar, iktidarı ülkede sivili otoriteye dayanan bir rejim bulunduğunu ispatlamak mecburiyeti ile karşı karşıya bırakmıştır.

Türkiye'nin demokratik geleceği ve dış itibarı için Genelkurmay Başkanlığı'nın doğru olanı yapacağını umuyoruz.

Ceza gibi oldu..
Prof. Zekeriya Beyaz'ın bıçaklandığı MÜ İlâhiyat Fakültesi'nde dün türban yasağı uygulamaya kondu.

Bereket saldırgan yakalanmıştı.

Yakalanmasaydı, bozgunculara "Derin devlet, türban yasağını yürürlüğe koymak uğruna bir kışkırtıcı ajan kullanıp dekanı bıçaklattı" deme fırsatı çıkacaktı.

Ama yine de karar, zamanlama açısından sakattır. Çünkü kararın, bıçaklama olayından sonra yapılan ilk senato toplantısından çıkması, uygulamayı sistemin gereği olan icraat görüntüsünden çıkarmış ve "ceza" niteliğine sokmuştur.

Türban yasağı İlâhiyat Fakültesi'nde ya öteki fakültelerle birlikte yürürlüğe konulmalıydı veya bu olayın soğuması beklenmeliydi.

İlâhiyatta okuyan kızları Prof. Beyaz'ın bıçaklanması nedeniyle "mağdur" etmek, onları bu olaydan dolayı suçlama haksızlığı değil mi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır