Evet, yeni bir yüzyıl...Kendi buluşlarını, gelişmelerini, teknolojik devrimlerini de birlikte getirecek. Ve nasıl o unutulmaz 19. yüzyıl, geçen yüzyılın inanılmaz gelişmeleriyle birlikte kısa zamanda tarihe karıştıysa, 20. yüzyıl da kısa zamanda 'mâzi' olup çıkacak.
Ama sorun, daha doğrusu sorunlardan biri şu: 20. yüzyıl, daha önceki yüzyıllar gibi, bilim, kültür ve sanat alanlarında yarattıklarıyla birlikte özümsenerek mi unutulacak? Yoksa geçmişi bilmemeyi, insanlığın özenle yarattığı kültür birikimini yadsımayı ve geriye hiç bakmamayı marifet sayanların nankörlüğüyle mi gömülecek?
Kimileri öyle düşünse de, galiba öyle olmayacak. En azından sinema alanında bunun örnekleri var. Bakınız, daha şimdiden yeni yılda bir bilimsel yapıt ve onun esin verdiği görkemli bir sanat eseri ölçüt olarak alınıyor. Arthur Clarke'ın "2001" adlı bilim-kurgu romanı ve ondan Stanley Kubrick'in çıkardığı ünlü film, 30 yıl içinde karşılanan ya da karşılanamayan beklentilerin aynası olarak ele alınıyor.
Aynı biçimde, Coppola'nın "Kıyamet" adlı başyapıtının, vaktiyle kesilmiş olan 45 dakikasının da eklenmesiyle yeniden gösterileceği yazıldı. Bırakınız bu görecelikle yakın tarihli filmleri, Eric Von Stroheim'in sessiz film klasiği "Greed-Hırs" da elden geçirilip onarılmış kopyasıyla, bu yıl en azından festivallerin gözdesi olacak.
Demek ki, kültürde devamlılık asıl. O zaman, hiç korkmadan, biz de yaşasın yeni yıl-yeni yüzyıl diye kadeh kaldırabiliriz!..