kapat

CUMARTESİ EKİ
30.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kariyer derken evde kaldı
Demet'in en sevdiği şarkısı "Papatya Falları". Zaten falından da evlilik çıktı, ama o hep kaçıyor 'Kadınların yapısında annelik her şeyden önce geliyor. Çocuğu yaptıktan sonra da zaten olay bitiyor. Kariyer sahibi olmak isteyen kadınlar da benim gibi oluyorlar işte. Evlenmeyeyim de işimi iyi yapayım derken bir bakıyor, evde kalmış.'

Kayahan'ın bir zamanlar meşhur bir şarkısı vardı, "Dört yanımda uçurumlar..." Arkadan da bir ses geliyordu "Nara nara..."

Meğer Demet Sağıroğlu o iki kelimeyi söyleyene kadar sararır solar, yaprak gibi tir tir titrermiş. O kadar sıkılgan bir insan yani. Tabii açılana kadar. Açıldıktan sonra da muhabbetine doyum olmuyor.

Demet Sağırolu şimdi yeni albümü 'Demet' ve özellikle 'Papatya Falları' şarkısıyla gündemde. Şans bu ya, Eresin Oteli'nde buluştuğumuzda masamızda bir vazonun içinde papatya vardı. "Hadi" diyecek oldum "Bak bakalım, seviyor mu sevmiyor mu?" Sonra ya sevmiyor çıkarsa diye acıyıp vazgeçtim.

Buluşmaya araba yarışlarından gelen Sağıroğlu maşallah enerjisinden hiçbir şey kaybetmemişti. Meğer hıza düşkünmüş ve üç yıldır zaman zaman araba yarışlarına katılıyormuş. Şimdi de onu bir yenisine ikna etmeye çalışıyorlarmış. Tıpkı onun zamanında insanları mobiletine binmeye ikna etmeye çalıştığı gibi. Sağıroğlu, motor kullanmayı da çok istiyor. Ancak geçtiğimiz aylarda onu beceremeyince önce bir mobiletle işe başlamaya karar vermiş. İlk çalışmalarına da Köyceğiz'de başlamış. Zavallı Köyceğizliler o zamanlar kendisinden bir hayli çekmiş. Sağıroğlu mobiletiyle uzakta göründüğü zaman tüm esnaf "Kaçııın, geliyor" diye birbirine bağırıyormuş. Belki dalga geçtiğimi sanıyorsunuz fakat kesinlikle değil. Hatta kaldığı oteldekileri zorla oraya buraya götürmek isteyince az kalsın patronlar "Demet Sağıroğlu'nun mobiletine binmek personelimize yasaklanmıştır" diye yazı asacaklarmış. Çünkü bir keresinde evine götürmek için aldığı birinin ertesi gün işe gidememesine neden olmuş.

Sağıroğlu'nun motorlu araçlara ilgisi bununla kalmıyor. Bundan birkaç yıl önce de A sınıfı ehliyet almayı kafasına koymuş. Tır, kamyon gibi ağır araçları da kullanabilsin diye. Gerçi bu isteğinin başka bir nedeni daha varmış. Kendi kendine kadınlar neden bu işleri hiç yapamıyor diye düşünmüş.

"Böyle şeyleri takıyor musunuz, hatta feminist bir yanınız mı var?" diye soruyorum, şöyle cevap veriyor: "Feminist değilim ama kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduklarına, aynı akla, aynı yeteneklere sahip olduklarına inanırım. Bugüne

kadar tarihe baktığında sanatçıların, bilimadamlarının çoğunun erkek olduğunu görürsün. Çünkü kadınların yapısında annelik var, her şeyden önce geliyor. Üstlerine bir görev yıkılıyor. Çocuğu yaptıktan sonra olay bitiyor. Kariyer sahibi olmak isteyen kadınlar da benim gibi oluyorlar işte. Evlenmeyeyim de işimi iyi yapayım derken evde kalıyor."

KUZEN AŞKI
Yok canım evde kalmamıştır herhalde Demet Sağıroğlu! Şimdiye kadar sadece benim bildiğim en az 10 kere evlenme teklifi aldığı. Gerçekten de öyleymiş. Pek çok kez evlenme teklifi almış ama hiçbirini kabul etmemiş. Şöyle anlatıyor: "Tanıdık tanımadık, elimi dahi tutmamış insanlar bile evlenme teklifi etti. Kimisi intihar ederim falan dedi. Ben ise hem evlilik istiyorum, hem de evlilikten kaçıyorum. Annemle babamın ayrılığından olabilir. Evleneceğim insandan çok emin olmak istiyorum. O insanla bir ömrü beraber geçirmek istiyorum." Yalnız galiba o insanı bulmuş, çünkü parmağında bir yüzük var. İnkâr da etmiyor. 1.5 yıldır beraber olduğu, ancak kim olduğunu söylemediği şanslı bey ona evlenme teklif etmiş ve parmağına yüzüğü geçirivermiş. Hayırlısı...

Bu arada belli ki evlenir evlenmez de bir bebek dünyaya getirecek Sağıroğlu. Neden mi? "Çünkü benim hayatımın en büyük idealiydi çocuk" diyor. "Çocukluğumdan beri bunu istiyordum. Ne olmak istiyorsun diye sorarlardı, 'anne' derdim." Fakat çeşitli zamanlarda iş konusundaki fikri çok değişmiş. İtfaiyeci olmak istemiş örneğin. Bir ara da cambaz. Cambaz mı? Küçük bir kızken Sağıroğlu'nu teyzesinin oğlu Ahmet ile birlikte sık sık açıkhava sinemasına götürürlermiş. Eve döndüklerinde de ikili bütün filmi baştan sona canlandırırmış. İşte bir keresinde de 'Cambaz' isimli filmi seyreden Sağıroğlu kafaya cambaz olmayı koymuş.

Bu arada Sağıroğlu'yla kuzeni Ahmet arasındaki aşkı anlatmadan da geçemeyeceğim. Yaşadıklarını "Ahmet'le benim 'evleneceksin evlenmeyeceksin' durumlarımız vardı. Dergilerde çok güzel kadın resimleri olurdu. Hemen Ahmet'e sorardım: Bu mu güzel ben mi güzelim" diye anlatıyor Sağıroğlu ve devam ediyor: "Biz Cambaz filmini seyrettikten sonra eve geldik, odaya girdik. Sehpanın üstünde sandalye, sandalyenin üstünde minder, minderin üstünde bilmemne, tepede de ben. Ahmet diyor ki oradan aşağıya atlayacaksın. Teyzem bunu görünce bana in çabuk oradan dedi. Ben de başladım ağlamaya, Ahmet şimdi benimle evlenmeyecek diye. Düşünün yani, sen çık aramızdan diyorum teyzeme, yoksa Ahmet evlenmez!" Ben de merak edip soruyorum tabii: "Peki şimdi Ahmet ne yapıyor?" "Evlendi, çocuğu var. Teyzemin oğlu" diye cevap veriyor.

PİYASA YORUYOR
Bana göre müzik yapmak da en az cambazlık kadar zor bir iş Türkiye'de. Sağıroğlu bu konuda ne düşünüyor acaba? Ona göre müzik yeteneğinin yanı sıra başka yeteneklerinin de olması gerekiyor. Biraz politik olmayı, riyakârlığı bilmek gerekiyor: "Bestelerin hiç önemi kalmıyor. Ben kendi bestelerimi kendi yapabilen bir müzisyenim ama Türkiye'de ya medyaya malzeme olacak bir takım olaylar yaşaman ya da bir yerlerini açman lazım. Eğer saçımın rengiyle falan tutacaksa bu iş, tutmasın. İnsanlar bu kadar imaja önem veriyorsa benim vermiş olduğum emeğin hiçbir önemi yoktur."

Sağıroğlu, "Bazen yılma noktasına geliyorum" diyor, "Bırakayım, olmayacak, büyük kitlelere ben hâlâ sesimi duyuramayacağım. Yoruluyorum" dediği oluyor.

Bu arada Sağıroğlu konuşurken yemeğini ihmal ediyor sanıyorsanız yanılırsınız. Enerjisi gibi, maşaallah iştahı da yerinde. Gözüm yine papatyaya takılıyor ve "Hiç papatya falı baktınız mı?" diye soruyorum. Şöyle cevap veriyor: "Ben her şeyin falına bakarım. Daha doğrusu baktırırım. Kahve içerim kapatırım. Benimle ilgili bir şeyler söylemeleri bana eğlenceli gelir. Fakat hiç aklımda tutamıyorum. Birkaç kez yazmayı denedim, bu sefer de yazdıklarımı kaybettim."

TARİF DE VERİR
Biz yemek yerken Sağıroğlu arada bir de tarif vermeyi ihmal etmedi. Örneğin ben "Bu köfteler nasıl yapılıyor, çok güzelmiş" dediğimde hemen bir tarif verdi. Meğer iyi aşçıymış. Ortaklarından olduğu Eti's adlı kuaförün cafe'sinde bir aralar harıl harıl yemek yapıyormuş. Saç baş dağılmış, mutfakta bir Demet Sağıroğlu. Sonra bakmış olmuyor, elleri her daim soğan kokuyor, vazgeçmiş. Şimdilerde ise sadece çok istek aldığında arkadaşlarına bir şeyler hazırlıyor. Ama söz verdi, bir gün bana da yapacak.

Şarkı söyler, başka bir şey yapamaz
Sohbet sırasında bir ara aklıma geldi. "Acaba" dedim, "Bir gün parasız kalsanız ne yaparsanız, birdenbire bütün paranızı batırsanız mesela? Sesiniz de kısılsa..."

"Küçük bir butik otel açabilirim. Onun bir kafeteryası olsun. Ben de orada yemek yapayım" diye cevap verince şöyle diyorum: "Anlamadınız galiba, hiç paranız yok, ne oteli."

"Arabamı satarım." Hayır, o da yok. "Kredi alırım." Vermezler ki. "Belki kuaförde çalışırım. Ama fön çekemem, manikür pedikür de yapamam, beceremem. Ama bak güzel makyaj yaparım. Yok yok onu da yapamam. Ya ben yine bir yerlerden borç alsam. O kadar da acımasız olmasana." Anlayacağınız Sağıroğlu'nun müzik dışında başka bir yeteneğinin olduğu söylenemez. Motor kullanmaya kalksa, milleti eziyor, fön çekemiyor, yemek yapmaktan da sıkılıyor. Ama eğri oturup doğru konuşmak lazım, fena söylemiyor, öyle değil mi?

ASLI E. PERKER


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır