kapat

27.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Cephe gerisinde

Mustafa Denizli ilk yarı hiç cepheye çıkmadan konuştu. Anlatmak istediklerini bazı yerlerde "Gelinim sana söylüyorum" misali izah etti. Çünkü onun yöneticileri, özellikle ilk devrenin yarısına kadar hep "Mustafa Denizli'nin arkasındayız" dediler. Bu cümleyi sıkça kullanmak "Dikkat et teknik adam, bir gün aniden seni yiyiveririz" anlamına gelir. Hatta "Ham yaparız" demektir. Aynen Trabzon'da olduğu gibi...

Giray Bulak, iki ateş arasında... Helal olsun çocuğa, iyi dayanıyor. Hem karşıdan ateş ediyorlar, hem arkadan. Trabzon'da ortam biraz tuhaftır. Bir ilave, ona yandan da ateş ediyorlar. Çocukçağız yine ayakta. Demek ki kullandığı can yeleğinin markası iyi.

Beşiktaş bir başka alem. Scala iyi başladı, rahat götürdü. Ne zamana kadar? O Beşiktaş seyircisinin Nouma'yı diskoya gönderdiği maça kadar. Sen Nouma'yı diskoya gönderir de, Ahmet Dursun'un boğazını sıkmaya kalkarsan olacağı bu. Onlar da aynen G.Saray gibi menajer arayışına girdiler.

Aslında onların istediği menajer, biraz eli silahlı ve sopalı olacak, biraz da İstanbul gecelerini iyi tanıyacak. Teknik adamlarla yöneticiler nerede sıkışıyorlar, orada hadlerini bilip yardım istiyorlar. Ama bazılarında iş işten geçmiş oluyor. Olsun, zararın neresinden dönseler kârdır.

Arıca'ya süper senaryo
Gaziantep'te görüntü daha tuhaf. Başarılı giden Erdoğan Arıca'nın kellesini kopardılar. Hem de harika bir senaryo ile... Basın mensubuna kötü konuştuğu için... Eğer basın mensuplarına kötü konuşanlar görevden alınsalar, Türkiye'de kulüp başkanı kalmaz. Ne dersiniz sevgili başkanlar?

Ligdeki antrenörler zaten muazzam. Onlar "Birbirimizin altını nasıl oyarız?" diye yarış içindeler. Milli takıma antrenör aradık, hiç tecrübesi olmayan Şenol Güneş'i getirip koyduk. Alternatif aradık, zorlandık.

Denizli'de Yılmaz Vural "Ben iyi teknik adamım" diyor. Evet, o iyi bir teknik adam. Ama nerelerde hata yaptığını kendisi çok daha iyi biliyor. Mehmet Ali Yılmaz'a telefon açıp da, sadaka ister gibi "Ben teknik adamlık yapmak istiyorum" dersen ve o da seni getirdiği gün "Hadi bakalım, bana telefon açıyordun" derse, zaten o gün istifa etmen gerekirdi. Ne dersin sevgili Vural!

Ligin geri kalanları zaten keyif vermiyor. İki ileri, bir geri. İstikrar yok. Zaten Futbol Federasyonu'nun istikrarsız olduğu bir yerde seyircinin azaldığı, heyecanın tükendiği bir ligde, kaliteyi aramak aslında haksızlık olur.

Bir de semt pazarlarından getirtilen yabancıların Türk futbolundan götürdüklerini Federasyon ve Birinci Lig kulüpleri herhalde anlamışlardır.

İlk yarı, G.Saray'ın zor da olsa Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura çıkması sevindirici bir olay, hepsi o kadar.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır