Cadı diye yakılıyorum
Halkı sindirmek için düzenlenen terörist saldırıların gündemde olduğu 1998 Temmuz'unda meydana gelen Mısır Çarşısı patlaması tüm Türkiye'yi yasa boğmuştu.
O günlerde, genç bir kız yakalandı yasadışı örgüt PKK'nın militanı olduğu gerekçesiyle... 11 Temmuz 1998 günü saat 18.00'da gözaltına alınan bu kız, yazar Selahattin Selek'in torunu, ünlü avukat Alp Selek'in kızı, Mimar Sinan Üniversitesi mezunu Sosyolog Pınar Selek'ten başkası değildi.
TUTARSIZ TARİHLER
Sonra, genç sosyoloğun Taksim Tünel'de bulunan ve sokak çocuklarına yardım için hediyelik eşya yapımında kullanılan atölyesinde patlayıcı madde yapımında kullanılan kimyevi maddeler ile 2 kola kutusu içinde patlayıcı bulunduğuna dair bir tutanak düzenlendi. Ama tutanağın tarihi ilginçti: 11 Temmuz 1998, Saat 05.00. Gözaltındaki bir kişinin "yer göstermesi" sonucu bulunduğu iddia edilen "delillerin" o kişi yakalanmadan 23 saat önce bulunduğunu gösteren bir rapordu bu. Büyük çelişki hiç farkedilmeden, 4 uzman polisin imzaladığı rapor soruşturma evrakına giriverdi.
İDAMI İSTENDİ
Bu belgelere ve yaklaşık 1 ay sonra yakalanan Abdülmecit Öztürk'ün "Mısır Çarşısı'nda patlayan bombayı, 'Leyla' kod adlı Pınar Selek'le birlikte hazırladık. O, daha sonra Mısır Çarşısı'na bıraktı" şeklindeki ifadesine dayanarak hazırlanan iddianamede ise, Pınar Selek'in "bölücü örgüt PKK'nın üyesi olduğu ve bu örgüt adına bomba imal edip eylem yaptığı" suçlarından idamı istendi. Oysa henüz, Mısır Çarşısı'nda bomba patladığı bile kesin değildi.
TEZ KONUSU PKK
Böyle başlamıştı Selek'in "garip" davası. Sorgulaması sırasında, polisin de, savcının da Mısır Çarşısı'ndaki olayla ilgili tek soru sormadığı Pınar, bu "eylemin" sanığıydı artık. Bu sırada, Abdülmecit Öztürk, polisteki ifadesini; işkence gördüğünü söyleyerek reddetti. Pınar da duruşmalar boyunca "suçsuz" olduğunu iddia etti. Kendisinin bir sosyolog olduğunu, PKK'nın oluşum sürecini incelediğini, Romanya'ya gittiğini, Abdullah Öcalan'la görüşmek isteğini söyledi ve ekledi:
"Ama örgütün sempatizanı olmadım.
İnsanlarla çok konuştum, tartıştım. Neden etkilendiklerini geniş bir şekilde çeşitli yönleriyle araştırdım. Fakat, bomba eğitimi almadım. Mısır Çarşısı'ndaki olay, eğer bir bombalamaysa insanlık suçudur. Ve bu insanlık suçunun, bir senaryo kurularak üzerime yıkılmasını lanetliyorum. Bu gerçeği ben, PKK ve beni yakalayanlar biliyor. Mısır Çarşısı'ndaki hakikat, benim varlığımla kapatılmıştır. Kendimi de ortaçağda cadı diye yakılan bilim kadınlarına benzetiyorum."
|