kapat

27.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dumankaya
Yeniden faizin yılı
KRİZ sırasında yükselen faizin kısa sürede eski seviyesine dönmesi zor. Bunun için yatırımcıların güveninin yeniden kazanılması ve yurtdışından çok hızlı döviz girişi gerekli. Yılın ilk ayları faiz getirisi enflasyonun üzerinde bir kazanç vaadediyor. Diğer araçlar gibi, vergi beyanı kaldırılırsa, tasarruf sahipleri için Hazine bonosu cazip olabilir

Dengeleri değiştiren kriz, tasarruf sahiplerine enflasyonun üzerinde faiz kazanabilecekleri bir dönem yarattı. Kriz sırasında hızla yükselen faiz oranları yılın son günlerinde yüzde 70'lere kadar geriledi. Yeni yılla birlikte faizler bir miktar daha gerileyebilir. Ancak kriz öncesi seviyeye inmesi zor. En azından yılın ilk aylarında tasarruf sahibinin enflasyonun üzerinde bir getiri sağlayabileceği görülüyor.

Faiz neden düşmez?

* 2000 yılında faizin düşmesinde ana etken beklentiler ve yurtdışından giren dövizdi. Ama kriz sırasında ortaya çıkan güven bunalımı, yurtdışı yatırımcıların kaçmasına neden oldu. Kaçan yabancının bir kısmının yeni yılla birlikte çok kısa vadeli TL cinsi yatırım araçlarına dönmesi bekleniyor. Ancak çıkan para kadar bir miktarın gelmesi zor. IMF'den gelecek fonlar da likiditeyi sağlamayacak. Sadece Merkez Bankası'nın rezervini güçlendirecek.

n Kısa vadeli faizlerin düşmesi için bu yıl da yurtdışından döviz girişi şart. Ancak Merkez Bankası politikasında biraz değişiklik yaptı. 2001'de döviz karşılığında TL verme zorunluluğunu kaldırdı. Bu durum, 2000'in başında olduğu gibi gecelik faizlerin yüzde 5'lere kadar inmeyeceğini gösteriyor. Mevduat faizi de repo faizine paralel yüksek kalacak.

* Hazine'nin en büyük müşterisi Demirbank, satın aldığı yüklü miktardaki tahvilin, yani aşırı faiz riskinin kurbanı oldu. Demirbank'ın durumu, diğer yerli bankaların da ürküttü. 5 Ocak'ta başlayacak yeni borçlanma döneminde bu riski göz önüne alarak bankaların yüksek faiz isteyecekleri ve bu yılki zararlarının faturasını çıkarmak isteyecekleri çok açık.

n Programa yeniden güven sağlayacak en önemli adım Telekom'un satışı. Satış süreci Mayıs ayına kadar devam edecek. 5 ay boyunca ekonomi çok rahat bir nefes alamayacak.

Stopaj oranı arttı
Yılbaşından itibaren yeni açılan veya vadesi yenilenen mevduat ve repo gelirlerinden kesilen stopaj oranı artıyor. Mevduattaki stopaj yüzde 15'ten yüzde 16'ya, repo stopajı yüzde 14'ten yüzde 16'ya çıkacak. yüzde 16'nın yüzde 10'u kadar da fon kesintisi var. Yani her 100 liralık kazancın 17.6 lirası vergiye gidecek. Yatırımcının eline net olarak 82.4 lira geçecek.

Brüt faizin netini hesaplama yolu ise şöyle:

Örneğin brüt faiz yüzde 50 ise, bunun yüzde 82.4'ü net olarak alınacak. (50 x 0.824)

Yani net faiz oranı yüzde 41.2 olacak.

Bono dönemi başlıyor
1999 yılı sonuna kadar Hazine bonosundan yüksek reel faiz geliri sağlayan bireysel yatırımcılar, bonoların beyanname kapsamına alınmasıyla yatırım tercihlerini değiştirdi.
Şimdi Hazine ve Maliye Bakanlığı bonoların yeniden beyan dışına çıkarılması konusunda çalışma yapıyor. Eğer yasa yetişirse, Hazine'nin 23 Ocak'ta yapacağı üç aylık bono ihalesine bakmakta fayda var.

* Piyasanın tahminleri bono faizlerinin kısa zamanda yüzde 50'nin altına inmeyeceği yönünde. Kısa vadeli faiz ise piyasadaki
para miktarına bağlı olduğu için daha zor gerileyebilir.
Yıllık faizin yüzde 50 civarında çıkacağını varsayarsak, üç aylık net getiri yüzde 12.5 olacak.

* Ocak sonundan itibaren yurtdışı piyasalarda para birimleri arasında olağanüstü bir değişim olmaması halinde, üç aylık kur artışı yüzde 2.7 olacak. Faiziyle birlikte getiri yüzde 6'nın altında kalacak.

* Enflasyonun ise yüzde 12.5 seviyesine gelebilmesi için üç ayda ortalama fiyat artışının yüzde 4 olması gerekli. Durgunluğa giren ekonomide bu artış zor. Ortalama yüzde 3'lük bir enflasyon bile , dönem bazında yüzde 22 reel kazanç sağlayacak.

NADİN TAŞCIOĞLU


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır