kapat

27.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Dumankaya
'Bu vergilerle yabancı sermayeyi çekemeyiz'
Arthur Andersen'ın Türkiye patronu Şaban Erdikler, 'Yabancı için vergi yüzde 80'lere varıyor. Yabancı sermaye laiklik gibi devlet politikası olmalı' dedi

2000'de Türkiye'ye yeni giren yabancı sermayenin 100 milyon doları aşmadığını belirten Erdikler, '2001 beklentim toplam 1.5 milyar dolar' dedi

Dünyanın en büyük beş danışmanlık şirketinden biri olan Arthur Andersen'ın Türkiye patronu Şaban Erdikler, geçen yıl "2000 yılında Türkiye'ye en fazla 800 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında yabancı sermaye girişi olur" demişti. 2000 yılının sonundaki gerçekleşmelere bakıldığında bu tahminin tuttuğu görülüyor. "Türkiye 15-20 milyar dolar yabancı sermaye girişi beklememeli" diyen Erdikler, yabancı sermayeyi kazanmanın, laiklik gibi bir devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'deki vergi oranlarının çok yüksek olduğunun altını çizen Erdikler, "Gerekli vergi avantajları ve teşvikler sağlanmazsa yabancı sermayenin gelmesi hayal olur" dedi. Erdikler, sorularımızı şöyle yanıtladı.

* 2001 yılında yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekmek için hangi koşullar sağlanmalı?

Mali kriz yaşanmadan önce ben 2001 yılının ikinci yarısı için biraz da olsa ümitliydim. Bunun için iki tane önemli koşul vardı; birincisi Türkiye-AB ilişkileri rayında gidecek, ikincisi ekonomik program uygulanmaya devam edecek. Çünkü Türkiye ancak bu iki şart yerine gelirse rakibi sayılan ülkelerle kıyaslanabilir bir durumda oluyor. Nispeten idare edilebilir bir enflasyon oranı, nispeten öngörülebilir bir gelecek, siyasi istikrar var, belirli bir hedefe doğru kilitlenilmiş olarak ağır aksak da olsa gidiliyor diyebilirsek, aynı alanda bizden daha başarılı olmuş ülkelerle altyapı itibarıyla aynı duruma gelebiliriz. Yabancı sermaye bu koşullar altında Türkiye'ye gelebilir.

*Geçen yıl 800 milyon dolar ile 1 milyar dolar yabancı sermaye beklediğinizi söylemiştiniz, bu rakam tuttu. 2001 için ne bekliyorsunuz?

Şu dönem böyle bir öngörüde bulunmak için fazla belirsiz bir dönem. Ama çok kabaca bir varsayımda bulunursak, ilk altı ayda başımıza bir facia gelmemesi halinde 1.5 milyar doları geçer diye bekleyebiliriz.

* Bu yıl gerçekleşen yabancı sermaye yatırımları arasında "bıyıklı yabancıların" oranı ne kadar?

Tahminim, bu yılki 800 milyon dolarlık girişin yaklaşık 600 milyon dolar kadarı gerçekten yabancı sermaye.

* Bu rakamın ne kadarı yeni gelen yabancı sermaye, ne kadarı mevcut yatırımların geliştirilmesine yönelik?

Burada durum pek iç açıcı değil. Benim görüşüm, yeni sermaye girişinin yaklaşık 80-100 milyon dolar arasında gerçekleştiği şeklinde. Kalanı ya mevcut yatırımların sermayelerinin artırılması ya da ufak tevsi yatırımları.

* Yabancı sermayedeki bu olumsuz tabloyu düzeltmek için ne yapmak lazım?

Türkiye'nin bu vergi kanunlarıyla yabancı sermayeyi cezbetmesi, altyapı tamamen sağlam olsa bile çok zor. Türkiye'de normal olarak enfyasyona göre düzeltilmiş bilançolara göre, bir imalat şirketinin ödediği vergiler yüzde 44'ler falan değildir, yüzde 75-80'lerdir. Adam elde ettiği kârın sadece yüzde 20'sini götürebiliyorsa neden gelsin ki Türkiye'ye? Vergi incelemelerinde denetim bacağı da yabancı sermaye konusunda gaddar. Birçok yabancı kökenli firmanın vergi denetimleri nedeniyle ciddi sorunlar yaşadıklarını görüyoruz. Kazanamıyor, kazandığının da kârını transfer edemiyor.

Potansiyelimiz 4-6 milyar $
* Gelişmekte olan diğer ülkelere oranla durumumuz nasıl?

Her ülkenin yabancı sermaye kapasitesi var. Bazı ülkeler de yabancı yatırımların GSMH'ye ve yapılan sabit sermaye yatırımlarına oranı itibarıyla doydu. Türkiye ise çok aşağılarda.

* Normalde yabancı sermayenin GSMH'ye oranı ne olmalı?

Normal işleyen bir ekonomide yabancı sermayenin GSMH'nin yüzde 5'i ile 8'i arasında oynaması lazım. 5 geçer, 8 pekiyi. Türkiye ise 2'nin altında. Bu yolu katettiğimiz zaman 2 milyar dolara ulaşıyoruz. Türkiye zaten 10-20 milyar dolar yabancı sermaye beklememeli. Bizim için başarı, 4-6 milyar dolardır.

Satın almalar Şubat'ta başlar
* Hangi sektörler dışardan yatırım çekmeye daha müsait?

Bazı klasik sektörler var, enerji, telekomünikasyon. finans gibi. Ama bunların içinde özellikle finans sektöründe Türkiye'ye mutlaka yabancı sermaye girişinin olması lazım. Bunun kısa ve orta vadede olacağına inanıyoruz.

* Sizce ne kadar zaman alır bu?

Ocak ortasına kadar durgunluk sürer. Ama yeni bir kriz olmazsa Şubat'tan itibaren satın alma ve birleşme anlamında gelişmeler olur. Almanlar'dan, İngilizler'den, Fransızlar'dan, ABD'den ilgi var.

'Yabancı sermaye laiklik gibi devlet politikası olmalı'
* Yabancı sermayedeki bu aksaklıkların önüne nasıl geçilebilir?

Öncelikle yabancı sermayenin adeta laiklik gibi bir hükümet politikası haline getirilmesi lazım. Uygulamalara baktığımızda görülüyor ki, hükümet yabancı sermaye girişine pek de sıcak bakmıyor. Çünkü gerçekten isteseler gereğini yaparlar. Program uygulanmaya başlandı, bir baktılar ki, cari işlemler açığı 8 milyar doları geçecek. Açık nasıl kapanır diye düşündüler, sermaye hareketleriyle kapatılabilir dediler. O zaman "yabancı sermaye gel." Adam sordu, 'Geleyim de ne vereceksin?' Bizimkilerin yanıtı 'Hiçbir şey...' Bu durumda neden gelsin ki adam? Bunu mutlaka bir düzene koymak lazım. Türkiye'de yabancı sermaye için strateji geliştirip uygulamayı yönlendirecek tek bir merciye ihtiyaç var. Standart bir devlet dairesi olmayacak bu. Karar verme yetkisi, donanımı olacak.

* Yabancı sermayenin Türk şirketlerine karşı uygulamada bir dezavantajı var mı?

Bunun memleketteki vergi ahlakıyla ilgisi var. Yabancının Türk şirketiyle rekabet etme şansı yok. O adam geldiği zaman gerçek fiyattan faturasını kesecek, üzerine KDV'sini koyacak. Bizim Türk şirketleri burada düşük fiyattan fatura keser, açıktan para alır, ücreti asgari gösterip çalışanına açıktan para verir. Maliye Bakanı Oral'ın hükümet kurulduktan sonra ilk tepkisi ne oldu? "Aman bu tek vergi numarasını erteleyelim." Şunun kabulü yok mu orada: Ekonomiyi ayakta tutan bu kayıtdışılıktır, eğer kayıtdışı ekonomiyi kayıt içine almaya kalkarsak bu adamlar rahatsız olacaklar, buna biraz daha gözyumalım... Onun için gerekenlerin yapılması lazım. Yabancı sermayeyi bir devlet politikası haline getirmek lazım. İşadamlarıyla bürokratların buluştuğu bir konsey kurulmalı. Gerekli yetkilerle donatılmalı. Bu konsey proje bazlı olarak örneğin gidip General Electric'e avantajlarını anlatıp Türkiye'ye davet etmeli.

Açıl SEZEN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır