kapat

Pazar Eki
24.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İki kutsal günü sofrada kutlayalım
Hıristiyanların Noel'i ile çakışan Şeker Bayramı, yıllar boyu birbirine komşuluk yapan bu iki din alemini bir kez daha dostluk sofrasında buluşturuyor. Paskalya çöreklerinin konduğu tabaklar, baklava, börek ya da helva doldurulup komşuya geri gönderiliyor

Bu sene Noel, biliyorsunuz Hıristiyan aleminin en önemli günü ve bizim Şeker Bayramı birer gün arayla arka arkaya... Hatta çoğu ülkede Noel gecesinin, ertesi günü tatildir. 26 Aralık 1. Noel günü diye kutlanır. Arifeye rastlıyor. Bu beni düşündürdü. "Kozmopolit" bir imparatorluğun varisi olarak bizler açıkçası günlük hayatın içinde bu tarz şıklıklara aşina bir toplumuz: Herkes, her cemaat, komşusunun özel, kutsal günlerini bilir, kollar ve kutlar idi. Aslını isterseniz, Ankara'daki sığ politikacıları bir kenara koyarsanız halk arasında hala devam etmekte olan bir keyfiyettir bu...

Bakın ne anlatacağım. Süraiya Faroqhi'nin "Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam" kitabından naklen: "16. Yüzyılın sonlarında Anadolu'da Seyitgazi kasabasında kutlanan bir "bayram" vardı. O gün bir de panayır düzenlenirdi. Bayram kasabaya adını vermiş olan dergâhla ilintiliydi. Herhalde bayram sırasında musiki eşliğinde sokaklardan geçiliyor, buna dergâhın dervişleri de katılıyordu. Oysa Osmanlı yönetiminin gözünde cami avlusuna musikinin girmesi kabul edilebilir bir şey değildi. Yine de bu bayram kutlamalarını yok etme girişimleri, kısa vadede sonuç vermemişti." Lütfen, halk arasında 500 yıl önceki toleransı gözünüzün önüne getirin. Bitmedi devam ediyoruz: "1572 yılında Trakya'daki bir kasabada düzenlenen yıllık panayırda bir kilise töreni de yer alıyordu. Padişahın fermanında panayırın adı törenden önce belirtilmişti. Tören alanına hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar katılıyor, alayın önünde ipekler ve gümüşlerle süslenmiş bir levha, büyük olasılıkla bir ikona taşınıyordu. Bu her halde o yöre kilisesinin 'Koruyucu Aziz'i' adına düzenlenen bir törendi. Müslümanların katılması ise bunun bir bolluk ve bereket töreni olabileceğini akla getiriyor."

Nasıl, bu halk hoşgörüsünü tevarüs etti isek, ki ben ettiğimize inanıyorum, "Avrupa Topluluğu" idealine en yakın duran bizler olmalıyız...

Neden mi? Çünkü bu hoşgörü sadece muhtelif münferit vakalardan ibaret değil... Toplum hayatına girmiş, yer etmiş: Abdülaziz Bey'in "Eski Osmanlı Adab-ı Muaşereti" başlığı altında, 19. yüzyılda kaleme aldıklarına kulak verelim: "Kübera, tüccar ve esnaf İslam olsun, Hıristiyan olsun, bütün ahbaplarına Ramazan'da büyük tepsi ile baklava, kandil geceleri şeker, çörek gönderirdi. Hıristiyanlar da Paskalya'da Müslman ahbap ve komşularına Kırmızı Yumurta, Paskalya Çöreği ve portakal yollardı. Paskalya'dan üç gün önce evlerde pişirilmiş, üzerine badem, şeker ve bahar dökülmüş, kiliselerde okunmuş buğdaydan da bu ahbap ve komşularına gönderirlerdi...

DUALAR HERKESE
Ayrıca Bayram ve Paskalyalarda birbirine gitmek, tebrik etmek, sene başı gelince Hıristiyan ahbapları evinde ziyaret etmek yolda karşılaştıklarını "nice yıllara yetiştirsin" diye kutlamak herkesin uyduğu adetti... Hıristiyanlar bir İslam hocasına başvurup okutabilirler, muska yazdırır, rüya yorumlatabilirlerdi. İslamlar da ayazmalara giderler, su içerler, papazlara okuturlardı. Yılbaşı gecesi Hıristiyanlar fenerlerle sokaklarda gezer, ekabir dairelerine uğrar, o gece için hazırlanmış olan helva ikram edilir, bahşiş verilirdi."

Nerede ise üst üste gelen iki kutsal gün bana bunları hatırlattı. Gelin bize kalan bu mirasın farkında olalım... Her ikisini de ağız tadı ile kutlayalım...

Hem Noel, hem de Şeker Bayramınızı kutluyorum...


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır