Meclis'te intihar
Geçen hafta Meclis'te "çok ilginç bir şey" oldu... Genel Kurul'da "Tarım Bakanlığı bütçesi" konuşuluyordu.
Tarım Bakanı "tarım sektörünün ne kadar iyi olduğunu" anlatıyordu.
Muhalefet ise "aksini" söylüyordu.
Milletvekilleri bu arada Bakan'a "sorular soruyorlardı."
İşte "ilginç şey" o zaman oldu.
Meclis'in telefonu çalmaya başladı.
Sivas'tan bir çiftçi arıyordu:
- Meclis'teki görüşmeleri TV'den izliyorum... Şimdi söyleyeceklerimi not alın... Meclis'te okunsun.
***
"İsteyen" telefon edecek.
"İstediğini" söyleyecek.
"Söyledikleri" not alınacak.
"Meclis'te okunacak."
Sivaslı'ya denildi ki:
- Kusura bakmayın... Böyle bir usul yok.
Ama Sivaslı "direndi." "Dediğini" yaptırdı. Bakalım, Sivaslı'nın yazdırdığı "notta" neler vardı?
***
Sayın Bakan'ın seçim bölgesinden Talat Akgün (çiftçi) telefonla arayarak, Sayın Bakan'a şu soruyu sormanızı istedi.
"Bu sene Sivas'ta buğdayın kilosu 90 bin, samanın kilosu 110 bin lira idi... Hazreti Adem'den bu yana ilk defa hayvan yiyeceği, insan yiyeceğinden daha fazladır" diyor.
"Bakanın istifa değil, intihar etmesi gerekir" diyor.
***
"Görevliler" notu aldılar.
"Genel Kurul Salonu'na" getirdiler.
Ancak...
"Kime" vereceklerdi?
Başkan'a mı, Bakan'a mı?
İktidara mı, muhalefete mi?
Not elden ele... Milletvekilinden milletvekiline dolaşırken...
Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya'nın eline ulaştı. Gözlükaya gözlüğünü taktı... Okudu... ve elini kaldırdı:
- Sayın Başkanım, söz istiyorum.
***
Başkan:
- Sayın Gözlükaya, ne istiyorsunuz?
Gözlükaya:
- Sayın Bakan'a bir soru soracağım.
Başkan:
- Ama sorulara ayrılan süre doldu.
Gözlükaya:
- Sayın başkanım... Konu çok önemli... Sayın Bakan'a bir mesaj gelmiş.
Başkan:
- Efendim, içtüzüğü biliyorsunuz.
Gözlükaya:
- Fakat Başkanım... Not, Sayın Bakanımın seçim bölgesinden... Bakın... Vatandaş ne diyor.
Başkan:
- Yapmayın Sayın Gözlükaya... Okumayın.
***
Başkan "söz vermedi ama..."
Gözlükaya "oturduğu yerden" Sivaslı Talat Akgün'ün "notunu" tane tane okudu:
-..... Bakanın istifa değil, intihar etmesi gerekir... Diyor.
Ortalıkta "buz gibi bir hava" esti.
Bakan "kıpkırmızı" oldu.
Meclis'te "çok şey" görmüştük ama...
"Böylesi" ilk kez yaşanıyordu.
Zira, bir Bakan'ın "intiharı" isteniyordu.