|
Yarımadayı kurtaralım!
Beyoğlu, Eminönü ve Fatih'teki tarihi doku her geçen gün tükeniyor. Dünya mirasının korunması için acil eylem planının uygulanması gerekiyor..
7 Tepe tarihi yarımada içinde
İSTANBUL'a "7 Tepeli Şehir" nitelemesini kazandıran "7 tepe"nin birincisi, antik kentin de üzerine kurulduğu, Sarayburnu'dan içeri uzanan, üzerinde Ayasofya'nın, Sultanahmet Camii'nin ve Topkapı Sarayı'nın bulunduğu alanı kapsıyor... Bu tepe kuzeyde Sirkeci'den güneyde Kadırga Limanı'na kadar uzuyor.
* Çemberlitaş bölgesi
İKİNCİ tepe ise, üzerinde Nuruosmaniye Külliyesi'nin bulunduğu, Çemberlitaş'ın yer aldığı yükselti...
ÜÇÜNCÜ tepenin üstünde, günümüzde İstanbul Üniversitesi merkez binası olan eski Harbiye Nezareti bulunuyor. Güneyde Beyazıt Camii, kuzeyde Süleymaniye Külliyesi üçüncü tepeyi çevreliyor. Tepenin yamaçları güneyde Kumkapı ve Langa'ya doğru inerek, Marmara sahillerine kavuşuyor..
*Fatih'ten Haliç'e
DÖRDÜNCÜ tepe, üzerinde Fatih Fatih Külliyesi bulunan, güneyde Lykos Deresi vadisine ve Aksaray'a doğru inen, küzeyde oldukça dik yamaçlarla Haliç sahiline kavuşan alan... Dördüncü tepe ile beşinci tepeyi üzerinde Gül Camii bulunan küçük vadi ayırıyor. Beşinci tepe ise üzerinde Sultan Selim Külliyesi'ni barındırıyor. Bu tepe Haliç'e, Fener'e doğru sert eğimlerle iniyor..
* Edirnekapı-Ayvansaray
ALTINCI tepeyi ise Edirnekapı ve Ayvansaray mahallerinin üzerine kurulduğu, aynı zamanda şehrin batı surlarını taşıyan alan oluşturuyor.. Kariye Camii civarında yumuşak eğimli olan bu tepe Kesmekaya mevkiinde dikleşiyor.
*Üçgenin köşeleri
YEDİNCİ tepe ise Aksaray seltinden surlara ve Marmara sahiline kadar giden bölgeden oluşuyor. Üç yükseltisi bulunan bu tepe; Topkapı, Aksaray ve Yedikule'nin üçgeninin üç köşesini meydana getiriyor.
SİLİNİYOR
ROMA, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet medeniyetlerine ev sahipliği yapan tarihi yarımadadaki görkemli eserler, büyük bir hızla tükenişe sürükleniyor. Dört medeniyeti ağırlayan İstanbul için "dünya mirası" özelliğini taşıyan tarihi doku yıllardan bu yana devam eden ilgisizlik nedeniyle kent silüetinden hızla siliniyor..
MADDİ imkansızlık nedeniyle kaynak yaratamayan, değişmeyen mevzuat yüzünden elleri kolları bağlı olan yerel yönetimlerin restore edemediği tarihi eserlerin kurtarılması için; merkezi yönetim, mesleki ve sivil toplum örgütleri ile uluslararası kuruluşların el ele verip yarımada adına "diriliş hareketine" start vermesi gerekiyor.
TÜM bu gerçeklerden yola çıkan SABAH-İSTANBUL ilgili tüm kurum ve kuruluşlara sesleniyor: İstanbul'un bu eşsiz tarihi zenginliğinin göz göre göre yok olmasına daha fazla seyirci kalmayın... Dünya mirasının korunması ve ayağa kaldırılması için seferber olun... Tükenişi seyretmeyin, Acil Eylem Planı'nı hayata geçirin...
Başkanlar feryad ediyor/ Belediye statüsü değişmeli
Kadir Topbaş (Beyoğlu)
Tarihi eserlere sahip olan belediyelerin statüleri mutlaka değişmeli. Belediyelere tarihi eserlerin restorasyon projeleri için finans yaratma imkanı tanımalı. Ayrıca restorasyon projeleri için yetkilerimiz de çok yetersiz. Kültür ve Turizm bakanlıklarının belediyelere tarihi eserlerin onarım için kaynak aktarması şart. Aksi halde hiçbir şey değişmez.
İmkanlarımız çok yetersiz
Lütfi Kibiroğlu (Eminönü)
Bizim ilçe belediyesi olarak tarihi eserleri yeniden ayağa kaldıracak maddi gücümüz yok. Merkezi yönetimin yardımına ihtiyacımız var. İstanbul'un açıkhava müzesi niteliği taşıyan bir bölgesindeki tarihi zenginliklerin bakımsız durumda alması bizleri üzüyor. Ama yazık ki elimiz-kolumuz bağlı. Bunun için mevzuat değişikliği gerekiyor. Mevcut şartlarla çözüm olmaz.
Bakanlık kurulması şart
Eşref Albayrak (Fatih)
Hükümet, tarihi yarımadanın kurtarılması için öncelikle bakanlık kurmalı. Çünkü şimdiye kadarki tüm girişimler sonuçsuz kalmış. UNESCO'nun destek verdiği Balat Evleri ne yazık ki yıllardır kurtarılamadı. Çünkü 31 milyon dolar bir türlü bulanamadı. Dar kapsamlı projelerle yarımada kurtulamaz. İlgili tüm kuruluşların işbirliği yapması şart.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|