kapat

25.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Binbir suratlı hain'
MİT eski görevlisi Eymür, internet sitesinde cezaevi isyanlarını başlatan ve insanları canlı canlı yakma emrini veren DHKP-C örgütünün elebaşı Dursun Karataş'ın çirkin yüzünü ortaya koydu

MİLLİ İstihbarat Teşkilatı Kontrterör eski Daire Başkanı Mehmet Eymür, internetteki "https://www.atin.gov" sitesinde, yasadışı DHKP/C örgütünün yurtdışındaki sözde lideri Dursun Karataş'ı anlattı. "Birileri düğmeye basınca o hemen faaliyete geçer" diyen Eymür, Karataş'ı, "İsmi gibi 'Kara' ve 'Taş' gibi hissiz bir adam. Binbir suratlı bir hain" diye nitelendirdi.

Eymür, onun "Karanlığın Sol Eli" şeklinde isimlendirildiğini belirterek, "Bence çok uygun bir isim. Adam öldürtmekten başka bir meziyeti olmayan çağın dışında kalmış, sözde bir devrimci" ifadesini kullandı. Eymür, 1953'te Elazığ'da doğan Karataş'ı "yakalanmamak için sürekli kılık değiştiren, bu nedenle yanında sürekli makyaj malzemesi ve peruk taşıyan, binbir suratlı bir terör örgütü lideri. Buğday tenli, siyah saçlı, ela gözlü 1.75 boylarında bir şahıs" diye niteliyor.

30 YILDIR TERÖR SAHNESİNDE
Eymür ölüm makinesi olarak adlandırdığı terör örgütü Dev-Sol'un kökünün 1970'lı yıllara dayandığını, Karataş'ın da 30 senedir terör sahnesinin baş oyuncuları arasında yer aldığını belirtiyor. İstanbul'da 40 kadar gencin desteğiyle 1978'de İstanbul Teknik Üniversitesi Derneği'nde Devrimci Sol örgütünü kuran ve kanlı eylemlerini günümüze kadar taşıyan Dursun Karataş'ın, 12 Eylül harekatından sonra, 30 Eylül 1980'de Levent'te zengin döşeli bir dairede, lüks içinde yaşarken yakalandığını belirten Eymür, "Bu süre içinde örgütü, İstanbul Harbiye'de İsmail Baran sahte adıyla kurduğu 'Baran Ticaret' adlı pazarlama firmasından yönettiği ortaya çıktı" dedi.

CİNAYET EMİRLERİ
3 Kasım 1980'de tutuklanarak İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na sevk edilen Karataş, idama mahkum oldu, ancak cezası müebbete çevrildi. 9 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 25 Ekim 1989'da Bayrampaşa Cezaevi'nden firar etti.

Tutuklu bulunduğu sırada örgütünü cezaevinden yöneten Karataş, Hüseyin Sorgun ile birlikte verdikleri eylem talimatlarıyla 40 kadar insanın ölümüne neden oldu. Karataş, 22 Temmuz 1980'de eski başbakanlardan Nihat Erim ve Gün Sazak, 1990'da emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas ve 1992 emekli MİT Müsteşarı Orgeneral Adnan Ersöz' suikastlarının emrini verdi. 1992'ye kadar birçok kanlı eyleme imzasını atan Dev-Sol, Eylül 1992'de bölündü.

FRANSA SERBEST BIRAKTI
Bölünmeyle silah ve para gücünü kaybeden Karataş, bu dönemde örgütün çökmesine mani olamadı. Karataş, maddi sıkıntıyı aşmak için yurtiçi ve yurtdışında yardım kampanyaları düzenletti, örgüt zorla ve tehditle para toplamaya başladı. Uyuşturucu ve silah kaçakçıları ile işbirliği neticesinde toparlandılar. Örgüt 1994'te DHKP-C ismini aldı.

Karataş, 9 Eylül 1994'te Fransa'da yakalandı. Tutuklanarak cezaevine konan Karataş, 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra 26 Ocak 1995'te tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 4 aylık bir aradan sonra "ölüm makinesi"nin başına yeniden geçti. Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde yaşayan, çok güvendiği kişiler dışında kimselerle görüşmeyen ve saklanan kanlı terör örgütü elebaşı Dursun Karataş, 1995 yılı sonunda bir Hollandalı ile evlenerek, zamanının büyük bölümünü burada geçirmeye başladı.fKarataş, son sevgilisi Zerrin Sarı aracılığıyla "Son cezaevleri isyanı ile ilgili eylem talimatlarını, örgüt lideri adına veren, insanların zorla kendilerini 'bir meşale gibi' yakma talimatlarını" verdi.

Hem sürekli kaçıyor hem sevgili değiştiriyor
KURDUĞU kanlı terör örgütünün militanları cezaevlerinde kendilerini canlı canlı yakarken Avrupa'da lüks içinde yaşayan Dursun Karataş'ın tam bir kadın düşkünü olduğu iddia ediliyor. Karataş'ın ilk eşi de kendisi gibi örgüt içinden. Mehmet Eymür, Karataş'ın evliliğini şöyle anlatıyor: "Dursun Karataş 1977'de İstanbul Bakırköy Nikah Dairesi'nde, aslen Niğdeli olan Sabahat Karataş ile evlenmiştir. Sabahat Karataş 17 Nisan 1992'de polisin İstanbul Bostancı'daki örgüt evine yaptığı baskında polisle uzun saatler çatıştıktan sonra öldürüldü."

HOLLANDA'DA EVLENDİ
Karataş, cezaevinden firar edip Avrupa'ya kaçtığı dönemde, Alman vatandaşı Daniela Worda Braumhaylo isimli kadınla Münih'te evlendi. Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde yaşayan, çok güvendiği kişiler dışında kimselerle görüşmeyen ve saklanan kanlı terör örgütü lideri Dursun Karataş, 1995 yılı sonunda bir Hollandalı ile evlenerek, zamanının büyük bölümünü burada geçirmeye başladı.f Hollanda'nın en yüksek tirajlı gazetesi "De Telgraaf", 10 Ekim 1996'da Karataş'ın Hollandalı bir kadına aşık olduğunu ve sık sık ülkeye giriş-çıkış yaptığını yazdı. Gazetede, genç kadının Limburg bölgesinde yaşadığını, evinin terör örgütü DHKP-C tarafından, çeşitli eylemlerde üs olarak kullanılmış olabileceğini ifade edildi. Örgüt üyeleri arasından çok sık sevgili değiştiren Dursun Karataş'ın son sevgilisinin ise DHKP-C'nin gizli komite üyesi "Saadet" kod adlı Zerrin Sarı olduğu öğrenildi. Eymür, Sarı hakkında şu bilgileri veriyor: "Karataş'ın en güvendiği, acımasız isimlerden biridir."

Eli kanlı terörist 2 yıl önce kansere yakalandı
YASADIŞI terör örgütü DHKP-C'nin elebaşı Dursun Karataş, 2 yıl önce yakalandığı bağırsak kanserinden kurtulmak için Hollanda ile Belçika'da tedavi görüyor. Karataş'ın, kullandığı hapların da etkisiyle sürekli kilo aldığı belirtilirken, yakalanma korkusuyla da saçlarını kazıtarak dolaştığı iddia ediliyor. Oturduğu yerlerin adresini sürekli olarak değiştiren Dursun Karataş'ın, son olarak 1994 yılında Fransa'da gözaltına alındığı dönemde çekilen fotoğrafı, Türk polisinin elinde var. DHKP-C elebaşının bu fotoğrafından bıyık uzattığı ve gözlük takmaya başladığı anlaşılıyor. Yanından peruklarını ve makyaj malzemelerini hiç eksik etmeyen Karataş'ın şu an binbir surattan hangisini kullandığı bilinmiyor. Bilinenler ise şunlarla sınırlı: "En az 110 kilo ağırlığında. Saçlarının tepesi dökülmüş, kazıtmış da olabilir. Ayrıca gözlüklü."

Tebernüş KİREÇCİ

Türkiye'den terör örgütüne karşı diplomatik atak
ÖLÜM orucu ve açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülere, Brüksel'den telefonla "canlı meşale olun" talimatı veren DHKP-C terör örgütünün Belçika'daki yöneticileri yakın takibe alındı. İstihbarat birimlerinden gelen bilgiler ışığında Belçika hükümeti ile temasa geçen Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları, internet ve elektronik haberleşme yöntemleriyle Türkiye'ye ve tüm dünyaya ülkelerine yayın yapan terör örgütünün yayınlarının engellenmesini istedi. İki ülke arasında önceki gün gerçekleştirilen diplomatik görüşmelerde, "ölüm orucu" ve "intihar" eylemlerinin talimatlarının verildiği telefonların belirlenmesi konusunda da gündeme geldi.

Yasadışı DHKP-C terör örgütünün Türkiye'de gerçekleştirdiği eylemlerin büyük bölümünün talimatının Belçika'dan verildiğini belirten Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, terör örgütünün bu ülkedeki yöneticilerinin haberleşme ve hareket kabiliyetinin engellenmesi için girişimler başlatıldığını açıkladı.

KANALLAR KARARTILACAK
Cezaevlerindeki ölüm orucu ve açlık grevlerinin, özelikle Belçika'nın başkent'i Brüksel'den gelen emirlerle yönlendirildiğini belirten Türk, SABAH'a yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Terör örgütünün Brüksel'deki uzantıları, elektronik haberleşme alanındaki imkanlardan da yararlanarak Türkiye'ye ve tüm dünyaya kesintisiz yayın yapıyorlar. İnternet aracılığı ile Adalet Bakanlığı'na her gün düzenli olarak gönderilen mesajlar terör örgütünün bu konudaki cüretini de gözler önüne seriyor. Ölüm oruçları ve intihar eylemleri bu yolla sürekli destekleniyor.

Belçika hükümetinin uluslararası tehdit boyutuna ulaşan teröre karşı üzerine düşeni yapması gerekir. Bu konuda gerek Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği, gerekse Belçika'nın Ankara Büyükelçiliği nezdinde girişimler başlatıldı. Hükümetimiz, Belçika'dan bu yayınların durdurulması için zaman kaybetmeden harekete geçilmesini istedi. Girişimimizin sonuç vereceğine ve zehir saçan bu kanalların karartılacağına inanıyorum."

TELEFONLAR BELİRLENECEK
Belçika Hükümeti ile yapılan diplomatik görüşmelerde, bu ülkeden telefon aracılığı ile verilen eylem emirleri konusunun da gündeme geldiğini belirten Bakan Türk, Bayrampaşa ve Ümraniye Cezaevleri'ne insanlık dışı emirler yağdıran örgüt yöneticilerinin telefonlarının belirlenmesi ve bu konuda hukuki yaptırıma gidilmesi yönünde de talepte bulunulduğunu söyledi.

Ersin BAL


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır