GIDACILAR PATLADI
Sorun özellikle gıda sektöründe yaşanıyor. Sektörün temsilcileri, "bir dokun bin ah işit" misali dert yanıyor ancak konuşmanın sonunda şu çekingeyi de mutlaka dile getiriyor: "Aman ismimi vermeyin, ipleri koparmak istemiyorum."

Bunlardan biri Türkiye'nin en ünlü peynir üreticilerinden birinin patronu. Uzun süredir yaşanan sorunun son 3-4 aydır çığrından çıktığını, son mali krizin faizleri yükseltmesiyle de başedilemez noktaya geldiğini söyleyen bu üretici şöyle yakınıyor:

"Marketler doymak bilmiyor. Bir aylık gecikmeden önemsiz bir süreymiş gibi sözediyorlar. Bireysel bir tavırla bunun önüne geçmek mümkün değil. Son 1.5 yıldır meslektaşları ikna etmeye çalışıyorum. Biz tarımla ilgili bir sanayi dalındayız. Karşımızdaki muhatap köylü, ona en fazla 25 günde dönüyoruz. Köylüye bir gün geciktirsek, temerrüt faiziyle karşımıza geliyor. Bu işin çözümü Rekabet Kurumu. Batı bu sorunu geçmişte böyle çözmüş. Bizi koruyacak bir kalkana ihtiyacımız var."

YÜKSEK İSKONTO BASKISI
MARKET-TEDARİKÇİ kavgasıyla ilgili olarak tanınmış bir yoğurt-süt üreticisi şöyle yakınıyor: "Yüksek faiz döneminde marketlerin kârlarının büyük bölümü finansal gelirlerden oluşuyordu. Faizlerin düştüğü dönemde ilave iskonto talepleriyle geldiler bize. Biz daha az taviz veriyoruz. Mal vermem dedik kabul etmedik. Bizim marka gücümüz var ama böyle restleşerek devam edemeyiz. Etle tırnak gibi birbirinden ayrılamaz iki kuruluş bunlar. Dünyadaki düzenlemelere dikkat ederek bu alanı düzenlemeliyiz. Gıda alanı her anlamda düzensiz bir alan Türkiye'de. 120 gün vadelerle para ödeyenler var. İskontolar artıyor, kampanyar için büyük iskontolar istiyorlar. Biz mallarımızı raflardan zor indiriyoruz. Bu fiyatı düzeltene kadar mal vermiyoruz. "

Esen PİŞİRİCİ