Ama mobil iletişim çıkalı beri kaybolmanın büyüsü kalmadı. Artık kaybolmak o kadar kolay değil. Mesela hazır kart reklamında dere tepe düz gidip "ben özgürüm" diye şarkı söyleyen kız, telefonunu açık tuttuğu sürece pek özgür sayılmaz. Patron arar, annesi arar, teyzesi arar, her arayan bulur ve konuşur.
Ama bu daha bir şey değil. Şimdi mobil iletişim GPS ile birleşiyor. Yani uzaydaki çok sayıdaki uydudan alınan sinyaller yardımıyla yeryüzünün tam olarak hangi coğrafi noktasında olduğumuzu anlama sistemi. Küçük cihazları birbirleriyle melezleştirme modası kaçınılmaz olarak GPS alıcılarını da kapsadı. Artık yeni kuşak avuç içi bilgisayarlarda GPS yardımıyla dolaşabiliyorsunuz. Özellikle arabayla uzun mesafe yolculuk yapanların ve dağcıların işine yarayacak bir yenilik.
Bu arada çok sayıda firma rakip ürünler üreterek piyasaya ağırlığını koyma yarışını başlattılar. Bu sıkı rekabet çok eğlenceli. Bir bakıyorsunuz ortada hiçbir şey yok. Bir bakıyorsunuz birbirinden ucuz alternatifler arasından seçmek zor. Pharos (https://www.pharosgps.com) tarafından üretilen GPS cihazı cep PC'lerine, Palm'lere ve diz üstü bilgisayarlara bağlanabiliyor. Arabanın çakmak gözüne takılarak çalışan bu cihaz bulunulan yerin yol haritasını internetten bulup yüklüyor. Co-Pilot adlı bir başka cihaz ise (https://www.travroute.com) Windows CE cihazlarda çalışıyor. Diğer yandan https://www.delorme.com sitesinde 40 dolara avuç içi cihazlar için harita yazılımı satılıyor ama maalesef sadece Kuzey Amerika yolları için geçerli. Palm'e takılan StreetFinder adlı bir başka cihaz https://www.randmcnally.com sitesinde tanıtılıyor. Fiyatları 200 - 300 dolar arasında. Avuç içi bilgisyarların fiyatları da 500 dolar civarında. Kaybolmamayı garanti altına almanın bedeli de bu.