Sorumluluk ahlakı
Meclis'te kavga, sokakta kavga... TV'lerde bütün gün "operasyon" görüntüleri... Devam eden ekonomik kriz.
Ve giderek bozulan "toplumsal moral."
Galiba biraz "mola" vermeye, "nefes" almaya ihtiyaç var.
Bu gece "Kadir gecesi."
Kur'an-ı Kerim'in indiği "bin aydan daha hayırlı gece."
Yarından itibaren ise...
İçine bayram ve yılbaşını da alan "on gün tatil."
Dileğimiz o ki...
"Kadir gecesi" ve "uzun tatil" bozulan moralleri düzeltmeye bir vesile olsun.
"Hoşgörünün... Uzlaşmanın" kapılarını aralasın.
***
Kadir gecesi demişken... "Bir şeyi" yazmak istiyoruz...
Atatürk'ün "böyle gecelerde" mevlit okuttuğunu...
Ramazan boyunca Hacıbayram ve Zincirlikuyu camilerinde Hatm-i Şerif indirttiğini biliyor muydunuz?
"Ortak akıl... Sorumluluk ahlakı" öylesine yara aldı ki...
Atatürk'ü bile... Kimimiz bir kolundan... Kimimiz diğer kolundan çekiştirdik.
Hatta...
"Din düşmanı" ilan edenimiz bile çıktı.
***
Anayasa Mahkemesi emekli üyesi ve eski Ulaştırma Bakanı İhsan Pekel'in "kitabını" okuyorduk:
Atatürk'ü Anlamak ve Anmak. (Kültür Bakanlığı Yayını-1998)
Kitapta anlatılıyor ki "Atatürk'ün özel hafızı" var.
"Binbaşılıktan emekli."
"Hafız Yaşar Okur."
Ve şimdi söz Hafız Yaşar'da:
- Ramazan gelir gelmez, incesaz heyeti Çankaya Köşkü'ne giremezdi... Kandil geceleri de saz çaldırmazlardı... Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur'an-ı Kerim'den bazı sureler okuturlardı... Ramazanlarda, bir ay müddetle, iki camide, şehitlerimizin ruhu için Hatm-i Şerif okumamı emrederlerdi.
***
Hafız Yaşar devam ediyor:
- Atatürk, Peygamber Efendimizin "dirayetli bir devlet adamı... İyi bir başkumandan" olduğunu sık sık tekrarlardı.
***
Ramazanın ikinci günü...
Atatürk, Ankara'dan İstanbul'a... Dolmabahçe Sarayı'na gidiyor.
İlk işi "hafızı" huzuruna çağırmak:
- Yaşar Bey... İstanbul'un mümtaz hafızlarının bir listesini istiyorum.
Ve ekliyor:
- Ama bunlar musikiye de aşina olsunlar.
Liste hazırlanıyor.
Hafız Sadettin Kaynak.
Hafız Burhan.
Süleymaniye Camii Başmüezzini Kemal.
Ve daha pekçok hafız.
Hafızlar, ertesi akşam Dolmabahçe Sarayı'ndalar...
***
Atatürk'e bir gün "din ile ilgili bir soru" soruluyor.
Büyük Ata'nın yanıtı:
- Din, lüzumlu bir müessesedir... Dinsiz milletin devamına imkan yoktur... Yalnız şurası vardır ki, din, tanrı ile kul arasındaki kutsal bir bağlılıktır. Mutaassıp İslamcıların din komisyonculuğuna izin verilmemelidir...
***
İhsan Pekel'in kitabında "din" var, "Atatürk" var, "laiklik" var, laiklikle ilgili "Anayasa Mahkemesi Kararları" var.
Hepsinin "buluşma noktası" ise...
"Hoşgörü... Uzlaşma."
Kadir gecesi ve uzun tatil vesile olsa da...
Buluşma noktasına doğru yelken açsak.