kapat

22.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )


Soralım bakalım...

Bugün yazımıza, öncelikle, ABD'nin ülkemizde görev alan ve yeni sayılabilecek olan büyükelçisi Robert Pearson'a bir soru sorarak başlayacağız..

Büyükelçi Pearson, Milliyet'e yazdığı yazıda "Yeni yönetim, Türkiye ile yakın çalışacaktır" demiş ve bunun hangi alanlarda olacağını da sıralamış.. Gayet güzel..

O zaman soralım bakalım büyükelçiye:
"Sayın büyükelçi, acaba bu yakın çalışma alanına, sıraladığınız büyük hedeflerin yanında, ülkenizde Dışişleri Bakanlığı Okulu dahil, yaklaşık 300 okulda verilen Kürtçe derslerinde, PKK'nın televizyonu olan Med TV'yi kullanmayı ve yayınlamayı bırakıp da, Barzani veya Talabani'nin TV'sinden yararlanmayı da alsanız iyi olmaz mı? Bunu yapmanız, yakın çalışmaya katkı yapar mı dersiniz?"

Bunu Washington gezimiz sırasında kulağımıza fısıldamışlardı.. Üstelik fısıldayanlar da, bizim Beltway ekibi..

Bir şey yanlış anlaşılmasın sayın büyükelçi; biz, neden Kürtçe dersi veriyorsunuz demiyoruz. O sizin bileceğiniz bir iş.. Biz sadece, kullandığınız kaynağın değiştirilip değiştirilmeyeceğini öğrenmek istiyoruz, hepsi bu.. Türkiye'ye karşı biraz ayıp olmuyor mu büyükelçi Pearson? Bize sorarsanız, birazdan da öte bir ayıp bu..

Şimdi dönelim ve ANAP lideri, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a soralım bu kez:

"Sayın Yılmaz, Ocak ayında liderlerin önüne, AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'ne cevap niteliğindeki Ulusal Programı koyacaksınız.. Liderlerden biri zaten sizsiniz.. Geriye kalıyor Ecevit ile Bahçeli.. Peki koyacağınız bu programda, ölüm cezası için ne diyeceksiniz? Yarım hamilelik olur mu sayın Yılmaz? Sonra düşünce özgürlüğü konusunda, Kürtçe eğitim ve TV konularında ne tür seçenekler hazırlıyorsunuz? Yoksa, dış politikada üzülerek gördüğümüz vesayetin baskısı, sizin, mimarı olarak tanımlanacağınız bu belgeye de yansıyacak mı? Kopenhag Kriterleri konusunda acaba nasıl bir duyarlılık gösterecek Ulusal Programınız? Sayın Yılmaz, siz de biliyorsunuz ki, Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi'nde istenenleri yapmazsa, tam üyelik müzakerelerinin başlaması mümkün değildir. Yakında, Türkiye'nin gözleri üzerinize dönecek. Çok kuvvetli projektör ışıklarının altında kalacaksanız.. Gösterin maharetinizi ve cesaretinizi.. Çünkü herhangi bir erteleme, bunca emek verilen uygarlaşmayı, çok uzak tarihlere itebilecektir.. Ve bu da, bizi bekleyen en büyük tehlikedir..."

Türkiye'den doğuya bakınca, gördüğümüz ülkelere şaşırıp kalıyoruz.. İyi ki böyle değiliz.. Peki batıdan bize doğru bakınca acaba nasıl bir resim görüyor insanlar?

Yeter artık bu krizler..

Yoksa daha yetmedi mi?

Bir de Ocak ayında AB krizi ile mi yaşacağız?

Yoksa bugün hiç hesapta olmayan yeni bir kriz mi patlayacak?

Bizde bir genetik bozukluk mu var acaba?

Krizsiz yaşayamayacak mıyız hiç?

Son soru da, MGK Genel Sekreterliği'ne:

"Türkiye'nin şartları tabii ki, batılılara benzemiyor. Ama, acaba dış politikaya gereğinden fazla mı müdahale ediliyor? Bir de, özellikle Kıbrıs konusunda sizler gibi düşünmeyenleri neden dinlemiyorsunuz?"

Merak işte.. Sadece meraktan soruyoruz bu soruları.. Yoksa vatan hainliği filan söz konusu değil.. Bilmem anlatabildik mi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır