kapat

22.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Endişeye gerek yok

Vural Savaş'ın Yargıtay Başsavcısı olarak yeniden seçilmemesini İslâmcı kesimin yayın organları sevinç çığlıkları ile karşıladı.

Bu sevinç çığlıkları "Vural Savaş'tan kurtuluş"u kutluyor.

Ama yeni Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun laik cumhuriyeti korumak konusunda Savaş kadar inançlı biri olmadığı ve olmayacağı "ümidini" de içeriyor mu?

Eğer öyleyse inandırıcılığı var mı?

Biz, yargı çevrelerinden aldığımız izlenimle Sabih Kanadoğlu'nun laik cumhuriyete ve demokrasiye inanmış "iyi bir hukukçu" olarak, görevini liyakatle yerine getirecek birikim ve kişilikte bir yargıç olduğunu yazmıştık.

6 Eylül 1999'da Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un adalet yılını açarken yaptığı konuşmaya Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı iken yönelttiği eleştiriler (23.9.1999 tarihli Cumhuriyet) onun düşünce dünyasını yansıtan bir belge niteliği taşıyor.

Ve değerlendirmemizi de doğruluyor.

Laikçi ne demek?
Yeni Başsavcı, o yazısında Sami Selçuk'un konuşmasını "siyasal istismara açık bir konuşma" olarak değerlendirdi.

Konuşmada, tarihsel gerçeklerin saptırıldığını, hukuk devleti ile hukukun üstünlüğü, cumhuriyet ile demokrasi konularında kavram ayrılığı yaratıldığını söyledi ve "Cumhuriyetin, demokrasi dışında düşünülemeyeceği gerçekleri göz ardı edilmiştir" dedi.

Sami Selçuk "Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet örgütlenmesi açısından teokratik, dini yönlendirme açısından laikçi bir devlet" olduğunu öne sürmüştü.

Sabih Kanadoğlu bu görüşün "cumhuriyete haksızlık" olduğunu savunarak karşı çıktı:

"Laikçi deyiminin, değişik amaçtaki çevrelerin laikliği küçültmek için kullandıkları politik bir söylem olduğu açıkken, konuşmada Türkiye Cumhuriyeti'nin dini yönlendirme açısından laikçi olduğunu vurgulamak talihsizlik olmuştur.."

Kanadoğlu'na göre Sami Selçuk konuşmasında, din sömürüsünün rejimi tehdit ettiği olgusunu göz ardı etmiştir.

"Demokrasilerde, demokrasiyi yok etme özgürlüğü yoktur." Ve... "Sayın Başkan (Sami Selçuk), Atatürk öğretisinin Türkiye için, öğretmeni Sokrates'in öğütlerinden daha yararlı olduğunu" görmelidir!

Yargı az konuşur
Yeni Başsavcı, Vural Savaş kadar dışa açık ve konuşkan biri değil.

Vural Savaş'ın gidişi nedeniyle İslâmcı kesimde estirilen bayram havası Kanadoğlu hakkında gerçek dışı kanaatler uyandırmasın ve irticanın meydanı boş bulacağı yolunda bir güvensizlik doğmasın diye bu yazısını tekrar yayınladık.

Kimse endişeye veya ümide kapılmasın.

Sabih Kanadoğlu'nun gelişi ile laiklik tehlikeye düşmeyecek.

Yargının tarafsızlığına saygı anlayışı, Kanadoğlu'nu her fırsatta konuşmaktan alıkoyacaktır ama bu tutum, onu siyasal bir kimlik gibi gösterilmekten koruyacaktır.

Kanadoğlu'nun anlayışı, demokratik ve laik cumhuriyeti irticaya karşı korumakta devleti ve toplumu zayıflatmayacaktır.

Tam tersine avantaj olacaktır.

Çünkü bu üslup yargı kurumunu da, Başsavcı'yı da güçlendirecektir.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır