Müminler birbirine düştü
İbn-i Sebe işin burasında tekrar ortaya çıktı. İlk fitnenin ateşini yakan bu kişi, ikinci defa Müslümanlar'ın arasını tutuşturmak için, en tehlikeli oyununu oynamaya başladı.
Engerek yılanının zehirleyeceği hayvana saldırmak için deliğinden sinsice süzülüşü gibi, İbn-i Sebe de gizlendiği delikten bütün sinsiliği ve kurnazlığını kuşanmış olarak sessizce çıktı. Kendini vakfetmiş olduğu, Müslümanlar'ın arasındaki ateşi tutuşturma işi için körüklerini üfürttürmeye başladı.
CEMEL VAKASI
İbn-i Sebe, Ali'nin Aişe ile anlaşmaya varacağını duyunca, Osman'ı öldürmeye katılanlardan bazılarını evinde topladı. Onlara:
- Fikriniz nedir? Müslümanlar nerdeyse anlaşmak üzere...
- Müslümanların bizim hakkımızdaki fikri aynıdır. Eğer Aişe taraftarları Ali ile anlaşırlarsa, bizim kanımız üzerine anlaşırlar. Buna meydan vermemek için, geliniz Ali'ye saldıralım, onu da Osman'a katalım derim. Dedi içlerinden biri. İbn-i Sebe:
- Hayır, bu iyi bir görüş değil. Çıkmadan evvel işinizi tam kararlaştırıp, kesinleştiriniz! Sizin galibiyetiniz ancak, onların arasına karışıp hile ile birbirlerine düşürmenize bağlıdır. Rastladığınız her insanı, düşünmesine fırsat vermeden diğeri aleyhine kışkırtınız.
Ali, Talha, Zübeyr ve size karşı olan diğerlerinin zayıf gafil anlarını yakaladığınızda fırsatı hiç kaçırmadan hemen harekete geçip birbirlerine düşürmeye çalışınız! İbn-i Sebe'nin bu görüşleri diğerleri için de makul geldi. Aralarında anlaşıp kalktılar. Planlarını uygulamaya koymak için çalışmalara başladılar.
(DEVAM EDECEK)
|