|
Hagi'ye mektup
G.Saray, ligde ve Avrupa'da lider. Ama 2. yarıda yaşanacak birçok olumsuzluk ortada. Jardel ve Capone'nin sakat diye gönderilmeleri; tesadüf mü bilinmez, Hagi ve Popescu'nun kart cezalısı olmaları... Söz verdikleri ödemeyi yapamayan yöneticiler, verdikleri noel taviziyle takımın disiplinini ve futbolcuların birbirlerine saygısını yok ettiklerini göremiyorlar.
Geçen sezon Terim de bütün yabancılarını noelde ülkelerine göndermişti. Ama o zaman hem puan farkı büyüktü, hem de Terim'in takımda müthiş bir otoritesi vardı. "Terim de yapmıştı" diyenler 2. yarıda baş ağrıtacak bu farkı gözardı ediyor. Tek güvencem, devre arasında göreve başlayacak arkadaşım Cüneyt Tanman. Sorunların üzerine eğilip, çok zor da olsa bazı çareler üretecektir.
Glasgow'dan beri kayıp
En büyük sorun, ne yazık ki, Hagi... "Gökmen Özdenak bu kulüpte futbol oynamış, sahada neler çektiğimizi, hissettiğimizi bilir" diyor. Seyircinin tepkisini de, küfürü de, otobüse atılan taşları da, çok yorgunken tekmenin acısını da bilirim. Peki dünyada tanınan, Türkiye'de taraflı tarafsız tüm kamuoyunun takdirini kazanmış bir yıldız olarak sen yaptıklarına ne diyorsun? "Lucescu'ya zaman tanımak lazım" diyorsun. Doğrudur; yeni geldi. Hem de senin tavsiyenle... Peki Lucescu'ya silahı ilk çeken kim? Sezona çok iyi başladın, adam kovalıyor, kafaya çıkıyordun. O sihirli sol ayağınla pas ve gol atıyordun. Ama Glasgow'da hocan seni oyundan alınca eline vurdun ve ondan beri sahada yoksun.
Şu halinle sahada olman haksızlık. Senin gibi bir profesyonelin arkadaşlarının sırtına binip asalakça yaşamasının manası ne? Onlara günah değil mi? Emre, senin açığını kapamak için çabalıyor ve sakatlanıyor. Bir de takımın önündeki zorlu maraton için maç deneyimi kazanması gerekenler var. Neden kenarda bekleyen bu arkadaşlarını senden korkan Lucescu'ya önermiyorsun? Ben dışarıdan bunları da görüyorum sevgili Hagi. Hırs yapıp, kendini de mahvetme.
|
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|