Ünü Osmanlıdan çok önce bilinen, Roma, Bizans, Selçuklu Uygarlıklarının kalıntılarını barındıran, Bursa'nın kuzeydoğusundaki İznik artık tarihin derinliklerine gömülüyor. Aslında her köşesinden bir tarih fışkıran İznik'in öyküsü çok ilginç ve uzundur. Hıristiyanlık bakımından, turizm bakımından, doğa bakımından, Bursa'ya yakınlığından çok önemli bir yerleşim merkezimiz olduğu halde, neden kimse burayla ilgilenmez bir türlü anlayamıyorum... Halbuki burası Avrupa Topluluğunun şeref bayrağını taşıyan ve Avrupa Kenti ünvanını alan, Türkiye'nin ilk ve belki de hala tek kenti...
İşte bu elimizdeki güzelliği yok etmek için senelerce gösterdiğimiz gayret sonunda, önce o canım İznik Gölü bir çamur birikintisi haline döndü... Artık buraya göl demek, diğer göllerimize hakkızlık demektir. Yıllarca yazmamıza, feryad etmemize rağmen, İznik Gölü'ne çevrenin tüm fabrikalarının atıkları boşaltılmış ve bu duruma getirilmiş. Oteller bir felaket, lokantalar hak getire... Adeta mezbelelik... Şu anda ne gezilecek, ne de görülecek bir yer halinde... Çok değil, daha 20 yıl evvel kuş cenneti olarak bilinen yerler, şimdi bataklık ve pislik içinde!... Ve bu durumu biz kendi ellerimizle yarattık...
Diyeceksiniz ki, "Şimdi bunun sırası mı?... Hapishanelerimiz can pazarına dönüşmüş, asgari ücretimiz 102 milyon lira ile dünyanın en alt seviyesine inmiş, ekonomimiz başını deve kuşu gibi kuma gömmüş, medyamız "işler çok iyi gidiyor" diyerek ülkenin bu duruma düşmesine göz yummuş, düşünce hürriyeti kalmamışken bir de İznik Gölü'mü çıktı başımıza..."
Evet İznik Gölü ve civarındaki kamu görevlilerini ayağa kaldırmak, onları göreve çağırmak, bizim cebimizden çıkan vergilerle ücretlerini ödediğimiz bu görevlilerden hesap sormanın şimdi tam sırası... Zira onlar bu gürültü-patırtı içinde yine uyuyacaklar ve biz bir süre sonra canım İznik ve civarını haritadan silinmiş olarak göreceğiz. Görevlileri iş başına çağırıyorum...
Garajların önü, çarşı Tekel önü, İmam Hatip Okulu'nun önü ve yüksek okul önü trafik yönünden büyük tehlike arz ediyor. Buralarda ışıklı sinyalizasyon olmadığından, her sene masum insanlar ölüyor, yahut sakat kalıyor.
Bu durumun vebalini ben üstüme alamam... Onun için bu şikayet bana gelir gelmez, size aksettirmek istedim. Buraları şehir içi ve şehre yakın yerler olmasına rağmen niçin ışıklandırılmıyor, trafik sinyalizasyonu yapılmıyor, merak ediyorum. Eğer bütçenizde bunları yapacak paranız yoksa, bana bildirin ben hayırsever Amasyalılardan para toplar, size gönderirim.