Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde daha çok ortaya çıkan iş kazaları en çok inşaat sektöründe görülüyor. SSK verilerine göre 1997 yılında 1.255 meslek hastalığı tanısı ortaya konulmuş. Yıllar itibarı ile 1995 yılında 975, 1996'da 1.115 meslek hastalığı vakası gerçekleşmiş.
Geçtiğimiz hafta küçük ve orta ölçekli işletmelerde meydana gelen iş kazalarını ve sakatlanmaları rakamsal olarak ele almıştık. Bu hafta ise iş kazalarının ve meslek hastalıklarının en fazla hangi sektörlerde yaygınlaştığını araştırdık.
Ülkemizde iş kazaları sonucunda 1997 yılında 1255 meslek hastalığı meydana geldi. Bu meslek hastalıkları hem iş kolunun getirmiş olduğu risklerden, hem de KOBİ'lerdeki yetersiz çalışma koşullarından meydana geldi. Kazaların sektörel dağılımını incelediğimizde öyle çok uzaklara gitmemize gerek olmadığını gördük.
İnşaat sektörü en çok özürlü kazaya sebebiyet veren sektör olarak baş sıraya yerleşiyor. Bu sektörün yaratmış olduğu özürlü sayısı 14.703. Çeşitli nedenlerle sakatlanan kişiler çığ gibi büyüyor.
Metal eşya sanayini incelediğimizde inşaat sektörünü geride bırakmayacak rakamlara ulaşıldığını görüyoruz. Bu sektörde sakatlanan kişi sayısı ise 13 bin 660.
Türkiye'nin imalat sektörünün can damarlarından biri olan taş, toprak, kil, kum gibi sektörlerde çalışan kişilerdeki sakatlanma oranı ise yine az değil. 6 bin 916 kişi.
İş kazaları en fazla düşme ile gerçekleşiyor. Kazaların en önemli nedenlerinden biri ise eski teknolojinin kullanılması ve yeterli güvenlik koşullarının olmayışı. 12 bin 723 kişi iş kazalarında düşme ve çarpma sonucu iş görememe durumuna geliyor. İş kazalarının nedenlerini incelerken buhar ve radyasyondan doğan sakatlanmaların 6 bin 944 kişi olduğunu gördük. Makinelerin sebep olduğu kazalar 6 bin 685 kişiyi sakat bırakırken, kömür madenciliğinde 424, nakil araçlarının imalatında 385, metal eşya imalatında 30 kişinin meslek hastalığına yakalanıp sakat kaldığını gördük.
Tüm bu olaylar malesef insana değer verilmediğini gösteriyor. Oysa bilimin hakim olduğu günümüz dünyasında sağlıklı bir yaşam sürdürmek hiç de zor değil. Tabii bilimin meyvesi olan teknolojiyi kullanmayı becerebilirsek.
CEMALETTİN GÜRSOY