kapat

20.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Tofas
Olumsuzluklar bitecek
Son günlerin olaylarını sıralayalım;

bankalar operasyonu çerçevesinde yoğun gözaltına almalar, bankalara el koyma, hayali ihracat nedeniyle gözaltı ve tutuklamalar, cari açık nedeniyle döviz sıkıntısının başlaması, yurt dışına transferler, likidite sıkıntısı, yüzde binlere ulaşan gecelik faizler, büyük sayılan bir bankaya el koyma, bitmez tükenmez Telekom tartışması, kimsenin istemediği af yasası, sözde Ermeni soykırım tasarısı, ölüm oruçları, Fazilet Partisi'nin kapatılma davası, polislerin ayaklanması, kürtçe televizyona tepkiler, katılım ortaklığı belgesine Ege ve Kıbrıs sorununun eklenme tartışması, Avrupa ordusunda yalnız kalmamız,kredi notumuzun düşmesi,IMF yardımının gündeme gelmesi,rezervlerde 7 milyar dolar erime. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda çıldırmadığımıza şükretmemiz lazım.

Tam bir yıl önceye göz atalım. Enflasyonu düşürecek program yürürlüğe girmiş ve niyet mektubu IMF'ye verilmiş. Enflasyonun düşmesi ile en büyük toplumsal-ekonomik sorunumuz çözülürken, faizler düşecek ve borsa yükselecekti. Bu arada yapılamayan büyük yapısal reformlar da halledilecek ve ülke ekonomik olarak adeta çağ atlayacaktı. Bundan sonrası ekonomik büyüme ve adil bir gelir dağılımını sağlayacak politikalardı ama yolun yarısı geçilmiş olacaktı.

Tesadüf belki ama aynı tarihlerde Cumhuriyet Tarihi'mizin Lozan'dan sonraki, en büyük dış gelişmesi sağlanıyor, Helsinki zirvesi ile AB'ye giriş sürecinde çok büyük bir aşama başarıyla geçiliyordu. Türkiye demokratik kurum ve kuralları hayata geçirecek, kamu yönetimi gerçek anlamıyla şeffaflaşacak,yolsuzluk, suistimal, rüşvet, işkence gibi alıştığımız kötü alışkanlıklar kalmayacaktı.

DEVLETİN İHMALLERİ
Ancak ihmal edilen bazı hususlar vardı. Uzun yıllardır yüksek enflasyona alışmış önemli bir kesim ekonomide oldukça egemen durumdaydı. Bu kesim enflasyonun düşmesi ile kazanç kapısını kaybedecek, tasfiye olacaklardı. Ülkenin AB standartlarında hukuksal yönetime kavuşması halinde çıkarları kaybolacak bir kesim de yaşananlardan oldukça rahatsızdı. Garip bir şekilde bu iki kesimin menfaati yapılanların engellenmesi noktasında birleşti.

Yapılan bir anlaşma belki yoktu ama birleşen çıkarların birbirlerinden habersiz düğmeye basmaları sonucu ülke bir kargaşa noktasına getirildi. Bu kesimler belki sayı olarak fazla olmasalar da güçlüydüler. Bu kesimlerin gündeme hakim olabilmelerinde hükümetin hatalı davranışının büyük olduğu da şimdi daha iyi anlaşılmakta.

Bundan sonra ne olacak. Biz kendimiz niyet ettiğimiz halde yapamadığız reformları, alamadığımız kararları IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği, ABD yönetimi yabancıların zoruyla yerine getireceğiz. Telekom kavgası devam ediyor ve bu kavganın gerçek net sebebi bir türlü kamuoyuna anlatılamıyor. Aynı şekilde demokrasiye aykırı diye yıllardır bas bas bağırıldığı halde parti kapatma uygulaması sanki inat olsun diye devam ettirilmek isteniyor. Ama bunlara rağmen yola girmeye mecbur kaldık ve yolda kalacağız, çaresi yok.

BORSA ÖNCÜ GÖSTERGE
Bu gelişmeler olduğu sürece mali piyasaların düzelmesi mümkün değil. Faizler yüksekliğini korurken, borsanın düzelmesini beklemek fazla hayalci olur. Borsa öncü gösterge olduğunu bir kez daha kanıtlarcasına tüm bu olumsuzlukları zaten çok önceden satmıştı. Borsa, sadece son günlerdeki olayların şovunu yapıyor. Daha ne olumsuzluk olabilir diye insanlar birbirine soruyor. Belki doğrudur ama olumlu yönde yapılan açıklamaları da borsa satın alamıyor, demek ki, halen inanmıyor.

Toplumsal ve ekonomik olarak olumlu sayılabilecek gerçek gelişmeler ortaya çıkmaya başlar ve mevcut olumsuz belirsizlikler dağılmaya başlarsa borsa mutlaka yükselecek. Bu yükseliş esnasında isterse faizler yüzde bin olsun. Tünelde görünen ışığın tren olmadığına yeter ki piyasa inansın.

Artık 2000 yılı bitiyor. Gerek ekonomik programa, gerekse AB'ye giriş çabalarına inancımızı sürdürmemiz gerekiyor. Olumsuzluklar biraz daha sürse de sonuna yaklaşıyoruz. Yeni yıl her şeye rağmen güzel başlayacak.

İBRAHİM HASELÇİN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır