kapat

20.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Tofas
Zayıf eleman yerine bir eksikle çalışmak
İbn-i Haldun'un "Mukaddime" adlı yapıtını okuyalı yıllar oldu. O zamanlar üniversitedeydik ve tabii "bu" açıdan bakmamıştık. Bizim derdimiz onun sosyolojisiydi...

Derken geçenlerde Mukaddime yeniden karşıma çıktı.

Nerede dersiniz?

Sabah'ın "Ramazan" sayfasında!
Bizim Ramazan sayfasında yer alan yazıların çoğunluğunu Diyanet İşleri Başkanlığı hazırlıyor. İslam ile ilgili gayet ilginç ve önemli bilgiler yer alıyor burada. Örneğin bir erkeğin kısa kollu gömlek ile namaz kılabileceğini biliyordum da, uzun kollu bir gömleğin kollarını kıvırarak namaz kılmanın "mekruh" sayıldığını bilmiyordum. Yani üreticinin (tasarımcı, terzi vs.) gömleğin kollarını keserek bir gömleği yazlık haline getirmesi ve bir müminin bunu namaz sırasında giymesinde yanlış bir durum yok. Ama sizin uzun kollu gömleğin kollarını kıvırarak namaza durmanız uygunsuz bir davranış! Nedenini, niçinini öğrenip tartışmak gerek...

Neyse biz yine asıl konumuza dönelim.
Evet, İbn-i Haldun'a yıllar sonra Ramazan sayfamızda rastladım. Peki konu neydi dersiniz? Yönetim!

Şöyle diyor büyük düşünür: "Eğer çalıştırdığınız insan becerikli ve başarılı ise, başka zaafiyetleri olsa bile takibiniz mümkün oldukça böyle bir insanı çalıştırmak; saf, samimi ama beceriksiz insanlardan daha iyidir."

İbn-i Haldun yönetim felsefesinin iki önemli ilkesini, tek bir cümlede özetleyivermiş. Ben bu saptamanın ikinci bölümünü ele almak istiyorum.

Defalarca yaşadım: Bir elemanın zayıf, yetersiz, beceriksiz olduğu apaçık ortaya çıktığı zaman, artık onu tutmamak ve kendisine başka bir iş aramasını söylemek gerekir.

Deneme süresi içinde o işe uygun bir kişi olmadığı ortaya çıkmışsa, hala görevde tutmak ona da zarar verecektir. Çünkü ilerleyemeyeceği bir işte boşu boşuna çabalıyor olacak...

İşteki diğer insanlar (arkadaşları ve yöneticileri) açınızdan da onun kalması yanlıştır. Diyelim ki şirketin çok parası var. "Canım, ne olacak," diye düşünüyor patron, "Bir kişi daha ekmek yesin..." Hayır, bu düşünce yanlıştır. Çünkü yetersiz eleman orada durduğu sürece kendisine iş verilecektir. Bu kaçınılmazdır. Böyle bir durumda o işi ya hiç yapmayacak ya da yanlış yapacaktır. Ancak bu arada zaman geçmiştir. İşin doğru biçimde yapılmadığı ancak akşama doğru farkedilecektir. Sonuç: O saaten sonra birileri oturup o işi baştan alıp yapacaktır.

Dediğim gibi ben bunu yöneticiliğimin ilk yıllarında birkaç kere yaşadım. Sonra az sayıda yeterli elemanla çalışmanın çok daha büyük bir üretkenlik sağladığını gördüm.

Yetersiz elemanları gönderdiğiniz zaman, geriye kalanlarla çok daha iyi bir zamanlama yapabiliyorsunuz. Ayrıca ve daha da önemlisi, eleman sayısı az olunca her şeye değil -duruma göre- en etkili, en önemli, getirisi en çok olacak ve en acil işlere saldırıyorsunuz. Çünkü gücünüzü ister istemez ekonomik kullanmak zorundasınız.

Örneğin yapılması gereken (daha doğrusu gerektiği düşünülen) 10 iş var. Ancak eleman sayısı ancak 8 işe yetiyor. Bu durumda iki işi ister istemez eliyorsunuz. Ve sonuçta bakıyorsunuz ki; o iki işi zaten yapmasanız da olurmuş! Bu kadar basit...

Acaba, diyorum, çağdaş yönetim kitaplarını filan bir yana bırakıp İbn-i Haldun'u yeniden mi okusam!

EMRE AKÖZ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır