Şahindi, güvercin oldu
Volkswagen'in Başkanı Ferdinand Piech, yıllarca katı ve otoriter yönetim tarzıyla tanındı. Ama şimdi, zirvede geçirdiği 10 yılın kendisini güvercin kadar yumuşakbaşlı yaptığını itiraf ediyor...
Alman otomobil devi Volkswagen'in (VW) agresif yapısıyla tanınan Başkanı Ferdinand Piech, 1993 yılında VW'nin başına geçtiği günden beri şirketini adım adım geliştirerek dünya otomobil devleri arasına soktu. Bentley, Lamborghini, Bugatti ve Rolls Royce gibi prestij markaları ardı ardına VW markası altında toplayan Piech, 'şahin' tarzı yönetimiyle dünyanın en tanınmış yöneticilerinden biri haline geldi. Bu sırada GM ve Avrupa Birliği ile sürekli ters düşen Piech hiç yılmadan yolunda ilerledi. Rolls Royce'un alımı konusunda hâlâ BMW ile çekişme halinde olan Piech, fabrika kurmak istediği araziler yüzünden de yerel yönetimlerle çatışıyor.
Sıra hisselere geldi
Oysa kavgacı ve sert mizacıyla, otoriter ve dikbaşlı yapısıyla; bir de açgözlülüğüyle tanınan Piech, dünya devinin zirvesinde geçirdiği yılların kendisini uysallaştırdığını itiraf ediyor şimdilerde. Piech, bir zamanlar şahin kadar acımasız olar yönetim tarzının ise artık bir güvercin kadar yumuşakbaşlı olduğunu vurguluyor. Geçen hafta The Wall Street Journal'a 'kendini' anlatan Piech, geçirdiği evrimi şöyle aktarıyor:
* Uzun yıllar Volkswagen gibi bir firmada yöneticilik yapmak size ne kattı?
Bu firmada yöneticilik yaparken İsviçre'deki kantonların yönetim prensiplerini öğreniyorsunuz. Volkswagen'de yönetim diğer şirketlerden farklıdır. Rakiplerimizin aksine Volkswagen'e bağlı firmaların her biri merkezden bağımsız çalışır. Onlardan beklenen yatırımın yüzde 6.5 değerinde geri dönmesini sağlamalarıdır. Ancak mali piyasalar söz konusu olduğunda diğer şirketlerle aynı prensipleri izliyoruz.
* Yönetim tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Özellikle Audi yıllarımdaki yönetici kişiliğim için biraz katı ve otoriter diyebiliriz. Ancak 1990 yılında Volkswagen'de 1.9 milyar mark zarar söz konusuydu. Bu durumda biraz katı ve toleranssız olmak durumundaydım. Hatanın bir kere yapılmasına izin verilmesi gerektiğini ve bir kere hata yapmanın doğruyu öğrenmek için gerekli olduğunu düşünüyordum. Ama şirketin durumu itibariyle ikinci bir hata öldürücü olabilir. Ayrıca çalışanların birbirinden etkilenmesi ve kötü örnekler oluşturması ihtimaliyle ikinci hatanın affı söz konusu değildi.
* Zaman, yönetim tarzınızda neleri değiştirdi?
Toleransımın artması dışında ofis yönetiminde de biraz tarzımı değiştirmeye çalıştığımı söyleyebilirim. Çalışma arkadaşlarımla daha yakın ilişkiler kurabilmeyi isterdim. Ancak kalabalık ortamlarda bunu yakalamak güç. Ayrıca kalabalık yönetim kadrosunun fikir ayrılıklarına yol açması gibi başka bir dezavantajı da var.
* Bir otomobil firmasının çok fazla genişlemesi ve büyümesi mümkün mü?
Bu gelecekte olacak bir durum. Bugünün otomobil dünyasını inceleyecek olursak, çevrede bir sürü küçük mikrop ve birkaç tane büyük fil var diyebiliriz. Porsche en büyük kâra ama en küçük üretime sahip. Benim buraya geldiğimde ilk yaptığım iş Audi'nin kendi kazancını kendisine geri vermekti. Audi bu suretle özerkliğini kazandı ve çok daha verimli oldu. Bence otomobil şirketlerinin bilinçsiz büyümesi yerine bu tip bir düzenlemeye gitmeleri daha doğru olur.
* Çalışanlara hisse senedi ve opsiyon verilmesi yönetiminizi kolaylaştırdı mı?
Önceleri şirket içinde ve finansal piyasalarda sisli bir hava vardı. Kimse önünü göremiyordu. Ancak bugün ortam çok farklı, sürprizler daha az. Şirketler gelecekteki durumları hakkında çok önceden bilgi edinebiliyor. Bu nedenle günümüz şirketlerini yönetmek nispeten daha kolay oluyor.
Masaya yumruğunuzu vurun!
* Ferdinand Piech, 1993 yılında VW'nin başına geçti.
* Şirketini hızla geliştirerek dünya otomobil devleri arasına soktu.
* Bentley, Lamborghini, Bugatti ve Rolls Royce gibi prestij markaları aldı.
* General Motors ve Avrupa Birliği ile sürekli ters düşen Ferdinand Piech hiç yılmadı.
*Piech, Volkswagen'i artık borsalarda da başarılı hale getirmeyi hedefliyor.
* VW Başkanı hedeflerine ulaşmak için bazı idari değişikliklere gidiyor, şirketi yeniden yapılandırmayı hedefliyor.
* Yönetim tarzında değişmeyen tek şeyin, zamanı geldiğinde yumruğunu masaya vurabilecek bir demokratik diktatörün gerekliliğine inancı olduğunu söylüyor. Piech'e göre, "Kalabalık yönetim kadrosu fikir ayrılıklarına yol açıyor. İdeal yönetim kadrosu 8-9 kişiden fazla olmamalı. Fazla kalabalık, gereğinden fazla tartışma yaratır."
|