kapat

20.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Tofas
TÜGİAD'ın sakin kuvveti
TÜGİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, genç işadamlarının örgütlenmesinde TÜGİAD'ın büyük rol oynadığını belirtti. Yılmaz, "Türkiye'nin geleceğinde yer alacak işadamları, yarınki konumlarına bu dernekte hazırlanıyor" dedi

Sessiz, sakin, samimi... Aynı zamanda iyi de bir dinleyici... Yakın çevresi, Fransızlar'ın Mitterand için kullandığı benzetmenin aynısını, O'nun içinde kullanıyor. Muharrem Yılmaz'a "Sakin kuvvet" diyorlar. TÜGİAD'ın "Sakin kuvvet" başkanı 1957 doğumlu.

Bursa-Karacabey'de dünyaya gelmiş. İlköğrenimini Karacabey'de, ortaöğrenimini İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nde, yüksek öğrenimini ise Bursa Uludağ Üniversitesi'nde tamamlamış. Öğrenimi sırasında Sütaş'ta çalışmaya başlamış. Ve zamanla Sütaş'ın Genel Müdürlüğü görevine dek yükselmiş. Halen Sütaş'ın Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü. 27 Mayıs 2000'deki Genel Kurul'da ise yeniden TÜGİAD'ın başkanlık koltuğuna oturdu. TÜGİAD'ın "Sakin kuvvet"i ile yeni taşındıkları Odakule'deki, ofisinde söyleştik.

*Genç işadamları TÜGİAD'ı benimsedi mi?

Türkiye'nin gelişmesinde, sivil örgütlenmenin, "Çağdaş Türkiye"nin yaratılması için çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu ülkede hem genç, hem de işadamı olmanın verdiği sorumlulukla bunu görev kabul ediyorum. Türkiye Genç İşadamları Derneği olmanın verdiği sorumlulukla, genç işadamlarının kendi sektörel veya yerel çalışmalarına destek olmayı görev biliyoruz. . Genç işadamlarının örgütlenmesinde TÜGİAD'ın, Türkiye'nin geleceğinde yer alacak işadamlarının yarınki konumlarına kendilerini hazırladıkları bir yer olarak görüyorum.

*Örgütlenme hangi aşamada?

Bu sesi Türkiye'nin ve Anadolu'nun her yerindeki işadamlarına duyurmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede Diyarbakır'da, Güneydoğu İşadamları Dernekleri ile bir zirve toplantısı yaptık. Bu çerçevede Ankara şubemizin kuruluşunu gerçekleştirdik. Ocak içinde Bursa şubemizi kuruyoruz. İrtibat artırıyoruz.

* AB sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Türkiye'nin AB üyesi olmasını, görmek istediğim çağdaş Türkiye fotoğrafı ile örtüştüğü için istiyorum. Türkiye AB'ye girmeden önce Gümrük Birliği'ne girerek bu konudaki samimiyetini göstermiştir. Gümrük Birliği başladığı andan itibaren Türkiye'nin AB ülkeleri lehine ithalatı artmış, toplamda 40 milyar dolar ticaret fazlası olmuştur. Bu bedele karşılık, gelecek olan 177 milyon ECU'luk yardımlardan bahsediyoruz.

* Bu haksızlık değil mi?

Evet, bunu bende ciddi anlamda haksızlık olarak görüyorum. AB'nin birçok siyasal konuyu öne çıkarak, birtakım yanlış perdelemelere yol açtığını düşünüyorum. Onun için Türkiye'de birilerinin bu işin hesap kitabını ortaya koyup, doğruları ortaya çıkıp söylemesi gerekiyor. Bu anlamda ben de gördüklerimi söylüyorum. Ekonomik anlamda Türkiye haksızlığa uğratılıyor diyorum.

*Tarım ve hayvancılık sektörü bundan nasıl etkileniyor?

AB bütçesinin yüzde 50'si tarım desteklemesine giderken, bunun yüzde 25'i de hayvancılık sektörüne gitmektedir. Liberal ekonomik düzenin hakim olduğu bir sistemde, görüldüğü gibi tarım desteklenmektedir. Bunun içinde hayvancılık daha büyük bir önemle desteklenmektedir. Bu stratejik önem arzeden bir konudur. Belki de acemice yapılan pazarlıklar bizi zora sokuyor.

*Sizce ne yapılamalı?

Ulusal Süt Konseyi kurulmalı. Konunun uzmanları ve tarafları burada biraraya gelerek politika oluşturmalıdır. Bu anlamda Türkiye'nin fiili durumu tek kelime ile politikasızlıktır. Bunun maliyeti Türkiye'ye çok ağırdır. Küçük taktiklerle büyük mesafeler kateden AB ülkeleri ile aynı anda hareket etmeye çalışıyoruz; ama aynı oranda bu ataklara cevap veremiyoruz. Çünkü, hazırlıklı değiliz.

Elde ettiklerinize layık olmalısınız
*Yaşam felsefenizde ne var?

Var olmak çok önemli. Yaşayacağımız zaman diliminin farkında olmak lazım. Yaşam alternatifsizdir. Bu var oluşu hakedebilmek ve bu süreçte, maddi ve manevi olarak elde ettiklerimize layık olmamız lazım. Yaşamı ve birey olmayı hak etmeliyiz. Benim yaşamımın her aşamasında bu var. İsraftan çok korkarım. İşte benim hayatım bu temel görüşlerle şekilleniyor.

Süt hayvancılığı motor güç olabilir
*Sütaş'ın belirlediğiniz bir misyonu var mı?

Sütaş'taki sorumluluk hissimizin büyük olduğuna inanıyoruz. Fayda maliyet analizinde ürettiğimiz ürünlerin alternatifleri yok. Biz dünyanın en faydalı ve en hesaplı ürünlerini üretiyoruz. Satınalma gücü düşük ama genç bir nüfus var. Nüfusunun yüzde 40'ı kırsal kesimde yaşayan bir Türkiye gerçeği var önümüzde. Kırsal kesimde reel serveti artırmanın en kolay yolu, süt hayvancılığıdır. Çünkü bu kendi kendini üreten bir fabrika gibidir. Onun için Türkiye'nin kalkınmasında önemli bir motor gücü olabilir, süt hayvancılığı diyorum.

* Sütaş'ı Türkiye'nin vitrinine sokmayı nasıl başardınız?

Aslında Anadolu tüccarının sanayici olma hevesinin güzel örneklerinden biridir Sütaş. Yavaş yavaş Batı'da yoğurt bazlı içeceklerin geliştiğini görüyoruz. Ama bizimki gibi değil. Onlar damak zevki olarak tatlı ile ekşiyi biraraya getiriyor; biz tuzlu ile bunun daha iyi bir şey olabileceğine inanıyoruz. Ortadoğu'da buna pazar bulunabileceğini düşünüyorum.

HAYRULLAH MAHMUD


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır