İbo, "Modayı İbrahim Tatlıses belirler. O ne giyerse moda olur" diyecek kadar modada iddialı.

STRES BAŞLIYOR
İbrahim Tatlıses, içeri girmesiyle stresini hepimize bulaştırdı. Çünkü olan olmuştu... Moda programına katılan İbrahim Bey'in ceketi evde kalmıştı. Onun stresinden yardımcısı Çeto da nasibini aldı. Ceketi beklerken İbrahim Bey'e "Siz bu stresle ölürsünüz," dedim. O ise "Eğer ben böyle bağırmazsam sakinleşemem," dedi. Gerçektenden bağırıp çağırınca biraz yumuşadı. O anda da gözü benim krepeli saçlarıma takıldı ve "Sen böyle çıkmayacaksın programa değil mi?" diye sordu. "Evet, böyle çıkacağım," yanıtını verince "Bebek gibi yüzün var sana toplu saç yakışır," dedi. O andan sonra bana, programa çıkarana kadar göbeğimizi çatlatan İbrahim Tatlıses'e itaat etmek kaldı. Saçım bozuldu. İbo'nun tarifi ile yeniden yapıldı. Ceket geldi ve programa başladık.

Sosyete dediğimiz kesim hem sizi eleştiriyor hem de gizlice sizi dinliyor...

Bunlar beni kabul etmek istemeseler de, özellikle konserlerde ya da özel gecelerde şöyle bir sağına soluna bakıp çok geçmeden, alkışlıyorlar.

Sizden nefret eden de, sizi sahnede bir kez gördükten sonra hayran kalıyor. Bu sahne karizmasına nasıl sahip oldunuz?

Sahne çok ayrı bir şey. Sahnede asla ukalalık etmeyeceksin. İnsanlar eğlenmeye gelmiş, bunu unutmayacaksın. Olduğundan çok daha şirin olacaksın. Benim üstümü başımı yırtarlar, ceketimi, ayakkabımı isterler, veririm. Onlardan biri gibiyim, paçalarımı sıvar öyle söylerim...

Modayı takip ediyor musunuz?

Ben modayı takip etmem, moda benden sorulur. Ben ne giyersem moda olur.

Programlarınızda sizi kim giydiriyor?

Kendi kendimi giydiririm. Bir ara bir sahtekârdan giyiniyordum. O da Versace'yi taklit ediyordu, sayemde o yeleklerden yüzlerce sattı.

Kıyafetlerinizi kendiniz mi alırsınız, yoksa sizin için bu işi yapan insanlar var mı?

Yurtdışında ve yurtiçinde fırsat buldukça çıkarım alışverişe... Ülkemizde şık şeyler yapıyorlar. (İbo böyle diyor ama, ceketi Cerruti, ayakkabıları Jurdan, kravatı Ferre, saati Rolex-daytona marka idi.)

Parmağınızdaki yüzüğün bir anısı var mı? Hiç parmağınızdan çıkarmıyorsunuz da...

Bunu çok beğenmiştim, İdo da, Sait Koç'tan satın almış. Takmaya başladıktan sonra kuyumcu bu yüzükten 200 tane satmış. Ben ne yapsam moda oluyor..

Fazla kıyafetlerinizi ne yapıyorsunuz?

Bodrum katı kıyafet dolu. Bir şey gerekse Çeto'yla inip bakıyoruz. Yüzlerce kıyafet arasında hiçbir şey bulamıyoruz, yenisini alıyoruz. Aslında 50-52 beden bir hayır kurumuna bağışlamak lazım!

Hayır kurumunun bedeni olur mu?

Gülüşmeler....

Peki, kadınınızı nasıl görmek istersiniz?

Medya önünde derli toplu olmalı. Çok abartılı giyinmesini istemem. Kıskanırım. Öyle mini eteklerle her yanı açık olmaz.

Özel hayatta spor giyinmeli. Yazın denize sokarım.

Yok artık. Bir de denize de sokmayın...

Orası yeridir, herkes öyledir. Ters olmaz...

Güzel kadın gördüğünüzde bakıyorsunuz.

Bakarım. Beğendiğim kadına da söylerim. Ama kadın sahipliyse olmaz.

Kadın sahipliyse iyi de peki siz ciddi bir beraberlik içindeyken nasıl oluyor?

Olur işte...

Sevdiğinize hediye verir misiniz?

Bir sürü özel gün var. Pahalı oluyor.

En son ne zaman ürettiniz?

Yahu, ben bu tantanalardan iki yıldır üretemiyorum. Kavgalardan kafam karıştı. En iyisi bu yakınlarda bir otele yerleşmek... Ben en güzel şarkılarımı otellerde yaparım.

Estetik yaptırmayı düşünür müsüz?

Bir burun ameliyatı olmuştum.

Şaka şaka... İbrahim Tatlıses'in her yeri kıvamındadır.

Adam ne demiş? Ben gençliğin ne olduğunu biliyorum ama siz yaşlılığı bilmiyorsunuz demiş.

Orson Wells...

Hah işte tam şeyttirecektim.