İlahi Yaşar Nuri Bey!
"İnsanlık bir gün ikinci eşi deneyecek" derken müthiş bir vizyon sergilediğini sanıyor ciddi ciddi.
"İnsanlık" derken erkekleri kastettiği için, ikinci eşi deneyecek olanlar da erkekler tabii.
"Deneyecek" dediği "erkek insan"ların onun söylediğini yüzyıllardır yaşadığını ve halen de yaşamakta olduğunu unutuvermiş, fütürizm yaptığını sanıyor!
Sizin söylediğiniz çok eşli erkekler Anadolu'da kum gibi kaynıyor Yaşar Nuri Bey. Üstelik onların hayal güçleri sizinki gibi ikiyle de sınırlı değil. Yaklaşık on yılda bir eve yeni bir kadın getiriyor; maaşallah dörtlere-beşlere kadar çıkıyorlar. Üstelik her fırsatta kumaların gül gibi geçinmesiyle öğünüp duruyorlar.
Çok eşliliğin İslamiyetteki yeri, Kuran'ın buna cevaz verip vermediği; ya da izin mi verdiği yoksa teşvik mi ettiği türü bir tartışmaya katılmaya hiç niyetli değilim. Zaten bu konuda bilgili de değilim.
Ben dini değil ama geleneği biliyorum. Ve bu gelenekte, çok eşliliğinin ne anlama geldiğini, bunu savunan erkeklerin kadına bakış açısını tahlil edebiliyorum.
Yaşar Nuri Öztürk gibilerin temel sorunu, evdeki kadınları birbirlerinin yedeği olarak görmeleri...
Sanki o kadınlar özgün birer birey değil de, aynı amaca hizmet için kurgulanmış, "yedeklenebilir" yaratıklar... Arka bagajda bekletilen stepneler... Her kafaya, her vidaya uyan İngiliz anahtarları... Biri uymazsa diğeri uyacak. Biri kaybedilirse diğeri kullanılacak.. Birinin açığını öbürü kapatacak. Birinin yapamadığını diğeri yapacak..
Diyelim, biri etlilerde, diğeri zeytinyağlılarda usta olacak... Ama her ikisi de kendi sevdiğini değil, beyefendinin sevdiğini pişirecek. Biri hoş sohbet, diğeri suskun olacak. Beyefendi kafayı dinlemek istediği zaman birinin yanına koşacak, sohbet istediği zaman öbürünü çağıracak. Ama tabii, sohbetin konusunu kendisi saptayacak. Biri cilveli diğeri ağırbaşlı; biri güzel diğeri akıllı...
Evdeki kadınlara böyle baktınız mı, bir yerine iki taneyi el altında bulundurmakta; bazen birini, bazen diğerini kullanmakta ne sakınca var? Eğer "bedelini ödüyorsa" ve "alan razı, satan razıysa" bir erkeğin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar "çeşit" bulundurmasının nesi kötü?
Hiçkimse, parayı bastırıp da yazlık alan adamı suçluyor mu? "Senin bir evin varken ikincisini niye aldın" diye hesap soruyor mu?
Bu erkekler, ellerinin altında iki kadın bulundurmayı, tıpkı biri kışlık, diğeri yazlık iki ev sahibi olmak gibi bir şey olarak algılarlar. İkisinin de anahtarları beyefendinin cebinde olacak. Ve o kullanmadığı zaman, bomboş, temiz, dayalı döşeli bir şekilde onun gelmesini bekleyecek... Ya da biri şehir içi için, biri de şehirlerarası için iki araba bulundurmak gibi... Biri ekonomik ve park etmesi kolay; diğeri güvenli ve hızlı...
Bu tiplerin kafasında "evdeki kadın" o kadar birey değildir ki, çocuk sahibi olmak deyince, kendilerinin çocuk sahibi olmasını anlar, annenin kim olduğunu hiç mi hiç önemsemezler. Hatta, neredeyse, bir kadın bir çocuğu dokuz ayda doğuruyorsa, iki kadının dörtbuçuk ayda doğurabileceğini düşünürler.
Ve işin ilginç tarafı şu ki; evdeki kadınları birbirinin yedeği gibi gören bu tipler, kendilerini bir erkeğin yedeği olarak düşünmeyi akıllarının ucundan bile geçirmezler.