Kuyudan taş çıkarmak
Meclis Anayasa Komisyonu "Çankaya'dan dönen affı yeniden görüşmek için" toplanınca... Komisyon Başkanı Turhan Tayan'a sorduk:
- Ne yapıyorsunuz?
Deneyimli siyasetçi, Turhan Tayan dedi ki:
- Atılan taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyoruz.
Türkiye "kuyudaki taşa" kitlenmiş durumda. Ve "bu taş" bir süre daha "gündemden düşmeyecek" gibi.
***
Turhan Tayan'a "ne oldu? Neden böyle oldu" dedik.
İşte aldığımız yanıt:
* Af müessesesini "tam 45 defa kullanmış" bir ülkeyiz.
* Adına bazen "af" demişiz, bazen "şartlı salıverme", bazen "ceza indirimi."
*Dünyanın hiçbir yerinde, af, bu kadar "sulandırılmamış" bu kadar "kullanılmamış."
* Ceza mevzuatını İtalya'dan aldık ama... Mevzuatı öyle bir hale soktuk ki... "İtalyanlar bile şaşırıyorlar."
*Meclis'in büyük çoğunluğu... Hükümetin büyük çoğunluğu.. Ben de dahil... Af tasarısına kerhen (Türk Dil Kurumu-Türkçe Sözlük-Kerhen: Tiksinerek, iğrenerek, istemeyerek, gönülsüz) oy verdik.
* Ama bugün toplumda da "büyük bir beklenti" oluştu.
- Sonuç Sayın Tayan?
- Sonuç olarak... Bugün gelinen nokta itibariyle... Dönüşü olmayan bir yoldayız.
***
Turhan Tayan bir ara şöyle dedi:
- Hep siz soruyorsunuz... Şimdi de ben size sormak istiyorum... Siz ne düşünüyorsunuz?
Tayan'a "uzun bir yanıt" verdik.
Dedik ki...
Acaba "yöneticilerimiz... Hükümetimiz" şöyle bir senaryoyu mu sahnelemek istiyorlar?
PKK dahil, herkes affedilsin.
Bu iş bir "genel affa" dönüşsün.
Ancak toplum buna tepki gösterir.
O nedenle biz "eciş, bücüş... Eksik, gedik" bir af çıkaralım.
Cumhurbaşkanı'nı "Anayasa Mahkemesi'ne gitmeye" zorlayalım.
Yüce mahkeme "affın kapsamını genişletsin."
Böylece "herkes" aftan yararlansın.
Kamuoyu "vay!.. Apo da affedildi... Hortumcu da" diye tepki gösterince de...
"Bunu biz yapmadık... Kamuoyu, Anayasa Mahkemesi'ne götüren Ahmet Necdet Sezer yaptı" diyelim.
Sonuç olarak...
"Bir taşla iki kuş" vuralım.
Yani...
Hem "genel af" çıkmış olsun.
Hem de Cumhurbaşkanı'nın "gücü... İtibarı" tıraş edilmiş.
İşte aklımızdan "böyle bir senaryo" geçiyor Sayın Tayan.
Ne dersiniz?
"Tepedeki yöneticilerimizin kafasında" böyle bir senaryo olabilir mi?
***
Turan Tayan birden ayağa fırladı.
"Olamaz" dedi:
- Bu senaryo, pek tehlikeli bir senaryo.
Ve devam etti:
- Bu senaryo, taşları yerinden oynatır... Sayın Rahşan Ecevit'in teşebbüsü ise, taşları yerinden oynatmak izlenimini vermedi... Bu olay, Sayın Rahşan Ecevit'in duygusal, safiyane, halisane duyguları ile ateşlendi.
***
Vedalaşırken Turan Tayan dedi ki:
- Hapistekiler var... Onların yakınları var... Karşı tarafta ise, mağdurlar var... Ve bir de aylardır "ha çıktı, ha çıkıyor... Hayır, çıkmıyor, çıkmayacak" beklentileri var... Yani... İşimiz çok zor.
***
Turan Tayan'la Meclis'te "baş başa" konuştuk. Sanıyorduk ki "görüştüğümüzü kimse bilmiyor."
Ama görüşmeden sonra kırk kişi arayıp, sormaz mı:
- Ne oluyor Af çıkıyor mu?
***
"Kuyuda bir taş..."
"Bakalım nasıl çıkarılacak?"