Tüm bunları rol için yaptığını söyleyen beş çocuk babası Mel Gibson, travesti falan olmuş değil. Amerika'da sinemalara gelen "Kadınlar Ne İster?" filmi romantik bir komedi olup, Mel Gibson burada maço bir reklamcıyı oynuyor. Her kadını kolay elde eden Mel Gibson, ancak reklam şirketindeki mevkisini müşteri çekemediği için kaybediyor.

Kadınlara yönelik reklam kampanyalarını yönetmek için reklam şirketin gelen Helen Hunt'ın filmde canlandırdığı güzel ve ünlü reklamcı transfer ediliyor. Mel Gibson'un da müdürü olan Helen Hunt, herkesten kadınlara yönelik reklamlar için fikir üretmelerini istiyor. İşte Mel Gibson bunun için evinde makyaj yapıp giyinerek onlar gibi düşünmek istiyor. Ancak kadın gibi giyinmesi ona yeni ilhamlar vermiyor.

Fakat banyoya düşürdüğü elektrikli saç kurutucusu az daha ölüme götürürken, bir mucize oluyor. Elektrik çarpan Mel Gibson, sokağa çıktığı zaman kadınların kafalarından geçen bütün düşünceleri duymaya başlıyor. Reklam şirketine gelince güzel müdürü Helen Hunt'ın büyük reklam kampanyası için ne düşündüğünü öğrenince bu fikirleri kendi ortaya atmış gibi reklam kampanyasını yürüterek şirketinde tekrar ön plana çıkıyor.

"Kadınlar Ne İster?" filminde Fred Astaire gibi de dans eden Mel Gibson, "Gençliğimde tiyatro okuluna giderken dans dersleri almıştım. O kadar iyi bir dansçı değildim. Ancak kamera hileleri ile beni Fred Astire gibi dans ederken gösterdiler," diyor.

Amerika'da doğan fakat 11 yaşındayken göç ettiği Avusturalya'da büyüyen Mel Gibson ilk olarak "Mad Max" filmi ile dikkatleri çektikten sonra Çanakkale Savaşı ile ilgili "Gelibolu" filminin ardından Hollywood'a göç etti.

1980'lerden itibaren büyük macera filmlerinde oynayan Mel Gibson bilhassa "Cehennem Silahı" (Lethal Weapon) dizisi filmleri rekor gişe yaptı. 1995'de Mel Gibson yönetmenliğine de yaptığı "Cesur Yürek" filmi ile Oscar ödülü de kazanarak şöhretinin zirvesine çıktı.

Filmlerini "Icon" adlı kendi şirketine çeken ve Hollywood'da her türlü dedikodudan uzak mutlu bir aile yaşamı olar Mel Gibson, son filmi ile Amerikalı eleştirmenler tarafından Cary Grant'a da benzetildi.

Bir iş yerindeki kadın erkek rekabetini ortaya koyan "Kadınlar Ne İster?" filminin aynı zamanda 1940 ve 1950'lerde Katherine Hepburn ile Spercer Tracy'nin birlikte çevirdiği romantik komedileri de hatırlattığını belirten Amerikalı eleştirmenler, Mel Gibson'un vurdulu kırdılı mecera filmleri yerine kadınlara hitap eden filmlerde daha başarılı olacağını idda ediyorlar.