kapat

19.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Ramazan Özel
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Türkiye kendini bu dizide buldu
Türkiye tarihinde bir dizi, ilk kez toplumun her kesimini ekrana topladı. Başka diziler de sevgiyi, paylaşımı işlemişti ama neydi İkinci Bahar'ın sırrı?

Televizyonlar, gazete köşeleri, evlerin oturma odaları bugünlerde hep aynı konuyu tartışıyor. İkinci Bahar... Daha birkaç gün önce büyük bir ihtişama tanıklık etmişti Türk Halkı: Yazıcı ailesinin kızının evlendiği Paris'teki düğüne davetliler, tüm masrafları düğün sahibi tarafından ödenerek çağrılmıştı. Konuşulup geçti. Bitti. Bitmeyen, anlatılan yürek yürek büyütülen Ali Haydar'ın, Hanım'ın çocukların öyküsü... İkinci Bahar bitiyor diye bütün yürekler buruk...

Telefon santrallarını kilitleyenler, yapımcıya, ATV'ye faks üstüne faks çekenler, gazetelerin köşe yazarları hep aynı çağrıyı yapıyor: İkinci Bahar bitmesin. Peki neden?

Bu soruya sosyologlar," İkinci Bahar'ın temelinde sevgi var. Hamuru sevgi ile yoğruluyor" diyorlar. Psikolog Suna Tanaltay, "İkinci Bahar Türk toplumunun sade ve yalın kesitini abartısız ve olduğu gibi vermeyi başarmış. Oyuncular, oyunlarını oynamıyor; gerçekten yaşıyorlar. İnsanlar arasındaki ilişki bazen çıkarlara endeksli; ama çoğu kez de sıcak, sevgi dolu ve insanca" diyor.

ÖZLENEN HAYATIMIZ
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Birtek ise, İkinci Bahar sendromunu şöyle açıklıyor: "Kurgusu çok iyi. Toplumsal anlamda romantize edilmiş bir özlemi ifade ettiği için ilgiyle izleniyor. İnsanlar gerçekte hayata geçiremediği ve özlem duyduğu şeyleri İkinci Bahar'da izliyor."

Dizinin yönetmeni Türkan Derya ise, dizinin başarılı olmasını, pekçok iyi unsurun birarada olmasına bağlıyor. Derya, "Herkesin anlayıp da dile getiremediği yaşamı yansıtıyor İkinci Bahar. İki haftadır Samatya'da polis kordonunda çekim yapmak zorunda kalıyoruz. İnsanların beğenisini almak çok güzel ama biz İkinci Bahar'ın beş, on yıllık bir diz olmasındansa; efsane olarak kalmasını istiyoruz" diyor.

MAÇLARI BİLE SOLLADI
Futbol maçları, her zaman reyting canavarı olmuştur. Galatasaray'ın Strum Graz ile 20 Eylül'de oynadığı maç yüzde 55 izlenme oranına sahip olurken, 14 Aralık'ta yayınlanan İkinci Bahar'ın izlenme oranı yüzde 65'i buldu. Ve İkinci Bahar son üç haftada da A/B grubunda yüzde 28.9, yüzde 26.3 ve yüzde 21.4'lük izlenme paylarıyla zirveyi kaptırmadı.

Dizi amacına ulaştı
* Mustafa Oğuz /(İkinci Bahar'ın Yapımcısı)

İkİncİ Bahar, Türk toplumunun her kesimi için bir tutku haline geldi adeta. Bir kez izleyen, ertesi hafta kaçırmamak için randevularını iptal etti. Oyuncular,yönetmen ve senaryo gibi pekçok faktör var tabii dizinin bu kadar sevilmesinde. Dizinin yapımcısı da Türkan Şoray, Şener Şen gibi starların oynadığı dizinin ulaştığı zaferden çok memnun.

Yapımcı Mustafa Oğuz, dizinin başarısını şöyle değerlendiriyor: "İkinci Bahar hedefine ulaşmıştır. Başarısının sırrı senaryo başta olmak üzere, özveridir. Yapım, çekim, oyuncu kadrosuyla iyi niyetli ve ahlaklı bir dizinin tepeye oturması bizi çok mutlu etti."

TV KRİTİKÇİLERİ NE DİYOR?

Çok kişi üzülecek
*Erdoğan Sevgin (Sabah)

Senaryosu, oyuncu kadrosu ve rejisiyle bugüne kadar yapılan en başarılı yerli dizi. Uzun süreden beri ilk kez İkinci Bahar, Perşembe akşamları milyonları evlere hapsetti. İlk defa yerli bir diziyi 7'en 77'ye herkes izledi. İkinci Bahar'ın seyircinin yüzde 65'ini ekrana çekmesinin tek nedeni önce senaryo. Her tiplemenin müthiş bir oyun sergilemesi başarıyı yakalıyor. Seyirci kendini buldu ki, izlendi. Bitince çok kişi üzülecek.

Kimse bitsin istemiyor
*Sina Koloğlu (Milliyet)

Şİmdİlerde İkinci Bahar sendromu yaşıyoruz. Bitecek mi, bitmeyecek mi? Atv yetkilileri, Türk toplumunun özellikle şu ortamda aile değerlerine, birbirine sarılmaya ihtiyacı olduğunu ve dizinin bu işlevi çok iyi yerine getirdiğini söylüyorlar. Peki, oyuncu ve izleyici cephesinde durum nasıl? Oyuncular bitmesini istemiyor. İzleyici de devam etmesi yönünde görüş bildiriyor.

Hayatımızda onlardan biri mutlaka var
Ali Haydar: Anadolu'da, geleneksel değerlerle büyümüş, bu değerlerle İstanbul'da ailesinden gördüğü dürüstlük ve sevgi ile sanatını yaşatan aile babası. Annesiz büyüttüğü çocuklarıyla arasında hem saygı hem de derin bir sevgi var. Bağışlayıcı, sahiplenici, koruyucu yanı her zaman ön planda olan bir baba.

Hanım: Gecekonduda iki çocuğunu büyük bir mücadeleyle büyütmüş. Doğru bildiğinden hiç kimse için vazgeçmeyen bir anne. Çocuklarının bulundukları sosyal çevreye tepkileri kimi zaman derin yaralar almasına neden olmuşsa da ayakları yere basan, mücadeleci yanını hep korumuş. Sevgisine de, ailesine de doğrularına sahip çıktığı kadar değer veriyor.

Neriman: Görmüş geçirmiş, bir kadın. Samatya'nın en zengini. Ancak ihtirasları için parasını insanlara tuzak olarak kullanıyor. Yine de gözünün önünde gerçekleşen sevgi bağlarına içten içe hem kıskançlık hem de saygı duyuyor.

Vakkas: Babasının işini layıkıyla yapamadığı için hırs duyuyor. Hırsı, Ali Haydar'a hınca dönüşmüş. Nefretini "yenilmişlik" besliyor. Kendisine bile itiraf etmiyor ama çocukluk arkadaşı Ali Haydar'ı içten içe seviyor.

Huriye: Evin "minik faresi" Annesizliğini iki ablasının kol kanat germesiyle unutmaya çalışıyor. Ali Haydar'ın İsot'u. Ailenin karşılaştığı sorunlar sırasında sessizliğiyle, sorunsuzluğuyla içten içe destek veriyor.

Şecaattin: Eksikliklerini taşıdığı üniformasının gücüyle kapamaya çalışan aslında korkak ama saldırgan. Eşini, üniformasını ve hatta oğlunu kaybetme noktasıyla karşılaşınca mücadeleyi değil intiharı seçecek kadar güçsüz.

Gülsüm: Gecekondunun imkansızlıklarıyla yaşarken zengin bir hayat hayali kurman, zamanla gerçek hayatı tanılıp, kabullenip hatta mücadeleye giren ve kazanan, Hanım'ın kızı.

Timoti: Amerikalı. Bambaşka bir kültürden gelip Ali Haydar ve Hanım'ın yanında "aile, sevgi, bağlılık," duygularıyla tanınan ve kısa sürede bizden biri olan genç ve yakışıklı bir adam.

Ulaş: Hayallerini süsleyen ABD'ye gidebilmek için yasadışı işleri de deneyen, her an bırakıp gitmeyi düşündüğü ailesine kendisine itiraf edemese bile yürekten bağlı olan genç adam. Sonunda eksikliğini duyduğu Baba'ya Ali Haydar'la kavuşan ve ailesine sımsıkı sarılan ailenin delikanlısı.

Kasap Melahat: Dobra, kalender. Hayatı fazla ciddiye almıyor. Kendi problemlerini öne çıkarmıyor. Uzlaşmacı, adil bir kadın. Mücadeleci. Sözünü esirgemiyor. Kimseden korkusu yok.

Alper URUŞ


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır