kapat

Pazar Eki
10.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Online
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Osmanlı'da MİT şeffaf değildi
Avrupa'da eğitim yapan personelin yurda dönmesiyle Milli Emniyet Hizmetleri isimli örgütün kurulma çalışmaları başlamıştı. Özel bir ödenekle çalışan teşkilat, faaliyetlerini gizli yürütüyordu. Dünyada bu işlevi gören diğer istibarat kurumları gibi açık olmayı tercih etmedi

Teşkilat-ı Mahsusa, siyasi birliği korumak ve yabancı ülkelerin istihbarat faaliyetlerine karşı koymak amacı ile Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde kurulmuştu.

İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin siyasi ağırlığını taşıyan bu ilk gizli servis, Karakol Örgütü'ne de büyük destek vermiş ve büyük bölümü Milli Mücadele'ye bu grupta devam etmişti.

Müdafaa-i Milliye Gurubu'nun çalışmaları ise 3 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de resmen onaylanmıştı. Bu yeni kuruluşun önemli faliyetlerinden biri de İstanbul İşgal Kuvvetleri Karargâhı'na sızıp önemli belgelerin elde edilmesi olmuştu.

Ardından Ankara hükümeti adına istihbarat toplama ve istihbarata karşı koymak amacı ile kuruluşun devamı "Tetkik Heyeti Amirlikleri" ise 22 Haziran 1922 tarihine kadar faaliyet göstermiş, Cumhuriyet'in kurulmasından sonra istihbarat işlerinin tümü Genelkurmay Başkanlığı Haberalma Şubesi'ne devredilmişti.

1926 yılı başında Atatürk, Genelkurmay Başkanlığı'nda yapılan bir toplantıda bir istihbarat örgütünün kurulması emrini vermiş, Avrupa'da eğitim yapan personelin yurda dönmesiyle Milli Emniyet Hizmeti isimli örgütün kurulma işlemi başlamıştı. Kısa adı MAH olan örgüt, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın 6 Ocak 1927 günlü yazılı emri ile kurulmuştu. (Teşkilat Mahsusa'dan MİT'e, Ergun Hiçyılmaz)

MAH 1965 yılına kadar yapılan küçük değişikliklerle görevine devam etmişti. İstihbaratın tek elden oluşturulması için 22 Temmuz 1965 tarihinde 644 sayılı yasa ile Milli İstihbarat Teşkilatı olmuştu. Kısa adı ile MİT, bir müsteşar tarafından yönetiliyor, görevlerin yerine getirilmesinde Başbakanlığa karşı sorumlu oluyordu. Teşkilat-ı Mahsusa ise padişahı temsilen Genelkurmay'a yani Enver Paşa'ya sorumluydu. Silahlı eylem gücüne sahip olan Teşkilat-ı Mahsusa, çok sayıda operasyon timine sahipti ve Endonezya'dan, Hindistan ve İran'a kadar her yere sızabilmişti.

Özel ödenekli "T.M" geniş faaliyetini gizli yürütüyor ve doğal olarak bu gizliliğini koruyordu. Doğal olarak da dünyadaki diğer gizli istihbarat kurumları gibi "şeffaf" değildi.

İstihbaratın devlet erkanı
Osmanlı devlet adamları içinde özellikle Köprülü Mehmet Paşa sistemli bir duyum merkezi oluşturmuştu.

İkinci Mahmut ve İkinci Abdülhamid gibi padişahlar ile Ali Paşa gibi vezirlerin döneminde "Nakl-i Kelâm" yüksek boyutlara ulaşmıştı.

1906 yılında Osmanlı Devleti hakkında İngiltere'ye verilen raporda alışagelmiş de olsa önce devlet yapısı anlatılır, sonrasında idari sistemin başında bulunanlarla ilgili derin bilgiler verilir. Bu tür raporları bütün Avrupa devletleri hazırlıyordu.

Mesela Başkatip Tahsin Paşa'nın 47 yaşında bir Türk olması ve müsteşar Ahmet Bey'in kızıyla evli bulunması bir 'Teferruat' değil, önemli ayrıntı olarak görülür. Çünkü Ahmed Bey de "başvezir" Mahmut Nedim Paşa'nın damadıdır. Böylece başkatip Tahsin Paşa'nın aile bağlarının hangi siyasi uca dayandığı da ortaya çıkar. İngilizlere göre Tahsin Paşa bir "jurnalci" olup sultanın her dediğini yapar. Teşrifatçı Galip Bey İngiltere'ye meyilli, Mabeyinci Faik ve Emin Beyler de İngiliz partizanı olarak nitelenmektedir. Erol Ulubelen, İngiliz belgelerinde Osmanlı erkânının nasıl tanımlandığını örneklemektedir:

Vezir Ferit Paşa: Mustafa Paşa'nın oğlu. 1898'de Konya valisi oldu. Aydın, modern fikirli. Almanya'yı destekler.

Hariciye Nazırı Ahmet Tevfik Paşa: Karısı Alman olmasına rağmen, İngilizler'e karşı bir şüphesi yoktur.

Meclis Reisi Salt Paşa: Devamlı bir İngiliz dostudur.

Umum Müdür Mehmet Nuri Bey: Bir Fransız'ın oğludur, tahsilini Fransa'da yapmıştır. Saray casusudur. Raporlarının kalitesi sultanı memnun etmeye yöneliktir.

Mehmet Ali Bey: Arap İzzet Paşa'nın oğludur. Meslektaşını jurnallemekle ünlüdür.

Dahiliye Nazırı Memduh Paşa: Utanmaz de4recede rüşvet yemesiyle şöhret yapmıştır. Muhtelif zamanlarda İngiliz menfaatleri lehine hareket ettiği görülmüştür.

Savaş Bakanı Mehmet Rıza Paşa: Başlangıçta çok kuvvetli bir İngiliz dostuyken Alman tarafına dönmüştür.

Mustafa Zeki Paşa: Kuvvetli bir Alman dostudur.

Ziraat Nazırı Selim Malhame Paşa: Beyrutlu bir tefecinin oğlu olup, Sultanın gizli ajanlarına dahil olmuştur. Kardeşi Necip Paşa ise gizli polisin resmi olmayan başıydı. Kuvvetli bir İngiliz düşmanıdır.

Küçük Salt Paşa: Çok defa baş nazır olmuştur. İngilizler'i sevdiği söylenmiş, Rus dostu olmuştur.

Kamil Paşa: Kıbrıslı bir Musevi'dir. Mısır'da İngilizler'e karşı Pan İslamik hareketi yürütme emrini almış fakat aniden bu görevden alınarak Rodos'a sürülmüştür. Rodos'taki İngiliz elçiliğine iltica etmiştir.

(0 212) 251 11 77

ergunhicyilmaz@superonline.com


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır