Made in Tayland... Birçoğumuz bu ülkenin ismini Tahtakale sayesinde tanıdık. Doğrusu benim de bu ülke hakkındaki bilgim daha öteye gitmezdi. Geçen hafta sonu BMW Golf Cup International World finallerini izlemek üzere Tayland'a gittik. THY uçağıyla sekiz saat yolculuğun sonunda Bangkok'a, oradan da 1.5 saatlik bir uçuşla ülkenin en güzel adası Phuket'e uçtuk. Havaalanında, hani şu filmlerde gördüğünüz Budist rahiplere ayırtılan özel bir yer gözüme çarptı. (Tayland'ın resmi dini Budizm ve sokakta sık sık safran rengi entarileriyle dolaşan din adamlarına rastlıyorsunuz..)
Dışarı adım attığımız anda ise yüzümü yerden yükselen bir ısı yaktı. Tayland'da üç tür hava olduğunu sonradan öğrendim. Mevsimler sıcak, çok sıcak ve berbat sıcak şeklinde geçiyormuş. Bir de aniden bardaktan boşalırcasına yağan yağmuruyla meşhur...
Sheraton oteline vardığımızda, yine filmlerde görebileceğiniz güzellikte Taylandlı kızlar ellerinde çelenklerle karşıladılar. Gazeteci arkadaşım Tolga ile dinlenmek
yerine adayı keşfetmeye karar verdik. Taksiye atlayıp yarım saatte merkeze varınca kalabalığın ve keşmekeşin karşısında şaşırdım... Sokaklar barlar, hediyelik eşya dükkanları ve insanlarla dolu. Bu haliyle bizim Bodrum'u andırıyor biraz. Ama fark da çok: Ulaşım genellikle motorsiklet ve Tuk Tuk denen küçük araçlardan yapılıyor. Bir başka dikkat çekici özellik, masaj salonlarının bolluğu. İnsanlar niyetlerine göre istediği masajı yaptırabiliyorlar. Fiyatları buna göre değişiyor tabii. Tayland'ın para birimi Baht. 100 dolar yaklaşık 4 bin 500 baht yapıyor.
Golf oynamanın hiç de kolay olmadığını Phuket'e geldiğimizin ikinci günü gördüm... 40 derece sıcak ve nemli havada yaklaşık 6-7 kilometrekarelik sahayı arşınlamak epey zordu.Akşam otelde düzenlenen Tayland gecesindeyse yöreye özgü kıyafetleriyle dans eden kızlar eşliğinde yemek yedik. Yemekleri gerçekten lezizdi; en çok da deniz mahsullü acılı çorba. Tabii hindistancevizi, ananas ve mangolarla yapılmış tatlıları da unutmamalı... Ama Tayland'da sokaktan yiyecek almak akıl kârı bir iş değil. Genelde sıradan lokantaların mutfağı hep dışarıda. Zaten dolaşırken yanmış yağ kokusunu burnunuzda hissediyorsunuz. Phuket'in gece hayatı tahmin edebileceğiniz gibi hareketli. Banana Bar'da Uzakdoğulu kızlarla Avrupalı turistler hep birlikte eğleniyordu. Burada yabancı olduğunuz anlaşılınca kızlar gelip dansa kaldırıyor. Bara girerken "damsız alamayız" diye dikilen korumalar da yok... En ilginci, Tarkan'ın 'şıkıdım' parçasının çalınması. Bizim Tarkan gerçekten de uluslararası sanatçı olmuş anlayacağınız.