Ankara hiç hazır değil!
1-Koalisyon liderlerinin Salı günü AB'ye verilecek ulusal programı görüşmek üzere toplanması bekleniyor. Ancak ortada program falan yok
2-Daha önce yıl sonuna dek bitirileceği açıklanan programın tamamlanması için en iyimser tarih Şubat sonu
Avrupa Birliği'nin Nice zirvesinde 2010 yılı planlarına Türkiye'yi almaması, bu tarihten önce Türkiye'yi tam üye olarak içine katmayacağı niyetini gösterdi. Ecevit'in buna tepkisi ise, "1997'de Lüksemburg'da aday bile saymamışlardı. Sonra kendileri geldiler. Yine öyle olur. Yeter ki biz hazırlıklarımızı tamamlayalım" şeklinde oldu. Bu açıklama Ankara'nın AB üyeliği için ne kadar hazır olduğu sorusunu yeniden akla getirdi.
Henüz resmi açıklama yapılmasa da koalisyon liderleri Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz'ın 12 Aralık Salı günü Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne vermesi gereken Ulusal Program için toplanması bekleniyor. Ulusal Program, bir aday ülkenin AB Komisyonu'na üyelik ölçülerini ne zaman ve nasıl yerine getireceğini duyurduğu, önemli bir metin. Böylece artık kendinizi bağlıyorsunuz, resmen atış menziline giriyorsunuz.
Ama 12 Aralık'ta yapılacağı söylenen bu liderler toplantısına iki gün kala, henüz ortada üzerinde tartışılacak bir program metni bile olmadığı anlaşılıyor.
Ortada yalnızca İnsan Hakları Yüksek Kurulu'nca hazırlanan -ve hükümetin daha önce "bir çalışma belgesi olarak" onayladığı- metin, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan daha çok ekonomik ağırlıklı metin ve hala kurumlaşma aşamasındaki AB Genel Sekreterliği'nce yapılan çalışmalar var. Ama birleştirilmiş bir metin hala yok.
EN BÜYÜK SORUN SİYASİ
Bürokrasinin liderler toplantısından beklediği artık bir Ulusal Program kararı değil.
Sadece bir niyet bildirimi. Yani eğer liderler o gün önceliklerini belirlerlerse, "şu konularda, şu yönde çalışın" diyebilirlerse, zaten işbirliği içinde çalışan diplomasi, ekonomi, idari ve askeri bürokrasi çoktan razı. O zaman, Ulusal Programı, Katılım Ortaklığı Belgesi'ne hukuki geçerlilik kazandıracak Mali İşbirliği Çerçeve Yönetmeliği'nin yayınlanacağı Şubat sonuna dek yetiştirebileceklerini sanıyorlar. İş bununla da bitmiyor. Çünkü aslında en büyük sorun siyasi: Hükümet bütün bunlara kısa sürede çözüm yolu bulsa bile, uyum yasaları Meclis'ten ne zaman geçirilebilecek? TBMM, AB üyeliğinin Türkiye'nin geleceği için taşıdığı önemin ne kadar farkında?
SORUNLAR DAĞ GİBİ
SİYASİ SORUNLAR
* Ölüm cezası iki yıl içinde kaldırılabilecek mi?
* İfade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılabilecek mi?
*Anadilde yayın ve eğitim konusunda adım atılabilir mi?
*MGK'da sivil ağırlık artırılabilir mi?
*Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet bakanlığından bağımsız hale getirilebilir mi?
*Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası ve dernekler yasası AB ölçülerine uydurulabilecek mi?
*Seçim barajı yüzde 10'un altına çekilip siyasi partiler yasası demokratikleştirilebilecek mi?
EKONOMİK SORUNLAR
*Enflasyon, kişi başına düşen milli gelir ve gelir dağılımında AB ile aradaki uçurum ne kadar sürede kapatılabilir?
* Bu amaçla Türkiye'nin uyguladığı IMF destekli program ile AB uyumu için atması gereken adımlar nasıl bir arada atılabilir?
*Son mali krizin etkileri nasıl giderilebilir?
*Ortak tarım programına uyum sağlamak için Türkiye'nin hala ilkel düzeyde sayılan tarım altyapısı nasıl ve ne kadar sürede güncellenebilir?
MURAT YETKİN
|