Yakışır size!

Benim bu F.Bahçeli futbolculara ve Mustafa hocaya aklım hiç ermiyor. Daha karşılaşmanın hemen başında bir gol atıp öne geçmişsin, karşındaki rakip hiçbir şekilde etkili bir futbol oynamıyor. Ama sen de ona karşı abuk sabuk bir futbol oynayıp üstünlük kuramıyorsun.

Üstelik 2-0 öne geçmişken bu skoru bile koruyamıyorsun. Peki sen nasıl büyük takım oluyorsun ey güzel Fenerbahçe?

Rüştü'yü hiçbir zaman suçlamam. Çünkü rakibi ile karşı karşıya kalıp kurtardığı toplar da vardı. Andersson'u da suçlu ordusunun içine sokup, sen nasıl top oynadın hiç diyemem. O da iki gol atıp görevini yaptı.

Bu nasıl büyük takım?
Ben F.Bahçe'nin futbol mantalitesine ve de bunun sonucunda sahaya yansıyan futboluna isyan ediyorum. Bu takımın orta sahası nerede Mustafa hocam, nerede? İki pas yapamayan takıma nasıl büyük takım denir? Orta sahasının yanlışı rakibin presinden de değil üstelik.

Yazılarımızda hep tekrarlayıp duruyoruz. Modern futbolda oyun savunmadan başlar. F.Bahçe'nin defanstan rakip sahaya uçurtma toplarla oyun kurmasının çağdışı kaldığı ortada. Kaleci Rüştü 60-70 metrelik degajlar yapacak, onun taklidi kaptan Ogün de aynısının tıpkısını yapacak ve orta saha da futbolun içinde olacak. Nasıl olacaksa?

İyi düşünün çocuklar
F.Bahçe'de ne kanat akını, ne yardımlaşma, ne pres, ne duvar pası hiçbir görüntü yok. Bir tek şeye yanarım; son çeyrekte F.Bahçe 2-0 öndeyken maçı teslim etmez.

Şimdi bundan sonra üzülsen de, kahrolsan da tribündeki F.Bahçeliler kadar üzülemez bu futbolcular. Elbette bizim tarzımızda yazılmış eleştiri yazılarına çok kızabilirler. Çünkü biz de onlar gibi futboldan gelmeyiz.

Ama F.Bahçeli futbolcular şapkalarını önlerine koysun, Bursa maçının neticesini ve ortaya koydukları futbolu sabahtan akşama kadar düşünsünler.

Bu oyunu ve neticesini bu kadar ters yüz etmek ancak F.Bahçeli futbolculara yakışırdı! Yakıştırdılar da...