Ne gece dışarıya çıkan ne de içki içen biri haline geliverdim. Hayatla ilişkimin gece bölümünü terk etmiş olmamın en ufak bir pişmanlığını duyuyor değilim. En çok da sigara dumanı dolu ortamlarda olmadığım için mutluyum. Meğer sigara ve duman, içmeyenler için ne felaket bir şeymiş. Hem de ne biçim!
Sigara sevmeyenlerin sevenleri neden anlamadığını şimdi daha iyi anlıyorum! Biliyorsunuz Amerika'da içenleri nasıl da aşağlayıp kapının dip köşelerine ya da tuvalet yakını yerlere oturtuyorlar.
Bizim ellerde boyle uygulamalar "mutedil dalgalı"seyrediyor. Bunu da biliyoruz. İçenler ve içmeyenlerin kardeş kardeş yaşamaları için ne gerekir? Anlayış gerekir. İçmeyen içeni zaten anlayadurmuş seneler boyu. Bu durumda içenlerin daha kibar olması gerekmiyor mu?
Geçmiş günlerden birinde rol arkadaşımın biriyle böyle bir olay yaşadık da üzerinize oksijen; o yüzden de biraz duyarlıyım bu konuda. Otel odasında çekim yaparken makyaj ve saç ekibi ile otelin banyosunda konuşlanmış vaziyetteyiz. Jönümüz içeri girdi. Sigarasını her yerde özgürce içen bir bey bu bey.
Havalandırma imkânı olmayan bu dar yerde içmemesini rica ettim. Vay! Bu onun sigara içme özgürlüğüne darbeymiş de (Sigara içmeyenlerin esaretine ne diyeceğiz?), sabah sabah bu denir miymiş de (Bunun vaktimi olur jön efendiciğim ), daha ilk günden böyle yaparsaymışım sonra n'olurmuş da (Alt tarafı küsüşürüz. Profesyonel değil miyiz?!) Bağrıştık bir parça herkes sus pus oldu. Deli deliyi görünce çomağını saklamadı bu kez. "Ya allah" deyip bir ferahladık mi biz.
Sonra barış çubuğu (!) içtik tabii de ekibin filmin devamına yönelik endişeleri bertaraf oldu. Şimdi niye cenklesmiş olduk biz? Haklı taraf (ben) haksız taraftan (o) anlayış görseydi bu kibarlık karşısında zaten mahcubiyetini muhafaza edecekti.
Tersi olunca sinir katsayısı yükseldi, bende pek fazla adetim olmadığı üzre dellenmiş oldum. Garip bir biçimde çoğu pasif içici pasif takılıyor. Geçenlerde Prof. Dr. Orhan Kural'ın Kadir İnanır'a karşı kaybettiği davayı duymuşsunuzdur. Orhan Bey'in Kadir Bey'e açtığı davanınf sigara içmeyenin içene karşı yaptığı uyarının hakaretle karşılık bulmasına dayandığını hatırlatalım. İçenin Kadir Bey olduğunu söylememe herhalde gerek yok. Bu aktörlerin ortak tavrı mıdır nedir, uyarı alınca asabileşiyorlar.
Asabilik ırkımıza özel bir durum, sigara içmek de artistliğin şanından olmadığına göre bu iki kendinden menkul olayın açıklanması tesadüften ibaret. Dikkat edin bakın bir şeye takılmışsanız hep onunla ilgili şeyler görür ona duyarlı olursunuz. Bu günlerde daha fazla oksijene ihtiyacım var belki. Ya da taktım birilerine. Hangisini beğenirseniz alın, takdir size kalmış.
Faks: (0212) 293 98 46 E posta adresi: aldinc@arti.net.tr