|
Dramın filmi
Baran Balcıoğlu "trafik terörü"nün simgesi haline geldi; adı "trafik canavarı" ile özdeşleşti. Ama toplumun kavgası Baran'la değil, "Baranlar"la. SABAH-İSTANBUL da, Baran'da simgeleşen "trafik canavarı"nı kökten yok etmenin kavgasını verecek.
KORKUNÇ GECE
Selin Uras ve nişanlısı Erdem Celasun bir eğlenceden evlerine dönerlerken Azrail'in pusu kurduğunu bilmiyorlardı. Otosunu 160 kilometreyle süren hız tutkunu Baran Balcıoğlu Bağdat Caddesi'nde önlerine çıktı, onların Azrail'i oldu. İki taze fidanı mezara, Baran'ı cezaevine gönderen bu trajik olayla, öyküsü trafik terörünün yörüngesine oturan film başladı.
İNANCIN ADIMLARI
Kızı Selin'i "cinayet gibi kaza"ya kurban veren baba Boray Uras, "Başka fidanlar da kırılmasın" sloganıyla, İstanbul'dan Ankara'ya "Umut Yürüyüşü" başlattı. Uras acılı binlerce ana-babanın yüreklerini ve ülkenin desteğini de arkasına alarak yürüdü. 500 kilometreyi inançla adımladı.
ÖNCE UMUT VERDİLER
Ankara il sınırlarında "Cesur Yürek"i parlamenterler karşıladı. Uras, dönemin Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut tarafından kabul edildi. Kendisine "trafik terörü"nün belini kıracacak yasanın çıkartılacağı konusunda umut verildi. Uras İstanbul'a dönerken mücadelesinin hedefi 12'den vurduğuna inanıyordu.
SONRA UNUTTULAR
Umutların ardından gelen şey; "derin bir düş kırıklığı" oldu. Yeni Trafik Yasası çıkmadı. Meydan "trafik terörü"ne kaldı. Selin ve Erdem'in hayatlarını noktalayan ve adı "trafik terörü" ile özdeşleşen Baran Balcıoğlu da kefaletle serbest kaldı; film başladığı gibi, hüsranla bitti.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|