Cezaevlerİnde adım adım ölüme giden yüzlerce tutuklu ve hükümlünün eylemi 49. gününe girdi. Yıllardır kamuoyunun gündeminden düşmeyen bu sorunu çözmek isteyen hükümetler F tipi cezaevlerinin yapılmasıyla düzenin sağlanacağını düşünüyordu. Ölüm orucundakiler ve aileler F tipi cezaevinin insan haklarına aykırı olduğunu iddia ediyordu. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk basına ve tutuklu yakınlarına yapımı süren Sincan'daki F tipi cezaevlerini gezdirerek yaptıkları işin doğruluğuna inandırmaya çalıştı. Sağlık ve mimari açıdan yararının yanı sıra güvenlik açısından da F tipini tercih ettiklerini söyledi. Peki tartışma nereden çıktı? Bu genç insanlar hayatlarından vazgeçmeyi neden göze alıyordu? Barodan yapılan açıklama sorunun gerçek nedenini ortaya koyuyor. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, bu cezaevlerinin, beş yıldızlı lüks otel odası düzeyinde, dubleks, aydınlık, konforlu hücrelerin, en iyi, en doğru, en akıllı, en çağdaş, en güvenlikli, insan haklarına ve onuruna en saygılı ceza infaz kurumları olduğunu inandırılmaya çalışıldığını söylüyordu.
Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesine dikkat çeken Sayman şu uyarıyı yapıyor: "Madde yürürlükte olduğu sürece, mahkumlar 3 yıl, 5 yıl, 15 yıl, belki de yaşam boyu o lüks odalardan çıkamayacak, hiç kimseyi göremeyecek, hiç kimseyle temas kuramayacak, haberleşemeyecekti. Yani özgürleşemeyecekti. Ruhu ölecekti."
Bir uyarı da dün Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen'den geldi. Özgen de TMY'nin 16. maddesinin değiştirilmesini, infaz yargıçlığı ve izleme kurulları kurulmasını istedi. Adalet Bakanı Türk de önceki gün kamuoyuna söz verdi: "İyileştirme için hazırlanan tasarılar yasalaşmadıkça F tipi cezaevlerine nakil yapılmayacak."