1975'te Japonya-Tokyo'da toplanan 29'uncu Dünya Tabipler Birliği Genel Kurulu'nda kabul edilen Tokyo Bildirisi özetle şöyle:
"Bu bildirgenin amacına yönelik olarak şu tanım yapılmıştır: İşkence, yalnız başına ya da bir yetkilinin emri altında davranan bir ya da birden çok sayıda kişinin bilgi edinmek, itiraf almak ya da başka nedenle kasıtlı, sistemli ya da düşüncesiz biçimde, bir başka kişiye zor kullanarak, ona fiziksel ya da ruhsal yönden acı çektirmesidir. 1991'de Malta'da kabul edilen bildiri ise şöyle: Açlık greviyle karşı karşıya olan hekimler aşağıdaki şekilde davranırlar:
* Yaşamın kutsallığına saygı gösterilmesi her insan için etik bir zorunluluktur. Hekimlik mesleğinde bu durum daha da önemlidir. Hekim hastanın yaşamını sürdürmek ve hastanın yararı için sanatının bütün gereğini yerine getirmelidir.
* Hastanın kendi aldığı karara saygı göstermek hekimin görevidir. Hekim müdahale etmeden önce hastayı durumdan bilgilendirerek iznini alır, ancak acil müdahale durumları ortaya çıktığında hastanın iyiliği için hekim elinden gelen her uygulamayı yapmak zorundadır.
* Bu çelişki özellikle müdahaleyi reddettiği konusunda açık bir beyana sahip olan açlık grevcisi komaya girdiğinde ve ölmek üzereyken ortaya çıkar. Ahlaki yükümlülükleri açısından doktor hastanın iradesine aykırı da olsa hastayı yaşama döndürmek zorundadır. Mesleki sorumluluğu açısından ise, hekim hastanın kendi iradesine saygı göstermek zorundadır.