Demirbank da bu "bono bankacılığının" en büyük aktörlerindendi. Bazı ihaleleri "kapattığı" da belirtilen bankanın yaklaşık 6 milyar dolarlık Hazine bonosu portföyü taşıdığı tahmin ediliyor. 205 trilyonluk ödenmiş sermayesine göre aşırı risk altına giren bankanın, portföyünün yüzde 70'ini kısa vadeli repo veya bankalararası para piyasasından fonladığı söyleniyor.
1999 yılında faizin yüzde 100'lerden yüzde 30'lara gerilemesi sırasında olağanüstü bir kâr elde eden Demirbank, 2000 yılının ikinci yarısında yüklü portföyü nedeniyle sıkıntıya girmeye başladı. Ağustos sonundan itibaren faizler yavaş yavaş yükseldi. Yüzde 35'lerden alınan bonoların piyasa fiyatının yüzde 45'lerin üstüne çıkması zararın başlangıcını oluşturdu. Bunun üzerine gecelik fonlama faizinin yüzde 1000'leri aşması, banka sermayesinin iki haftada buharlaşmasına neden oldu. Taşınan portföyde yüzde 15'i aşan zarar, sermayeyi bitirdi.
Hazine'nin ihaleler yoluyla oluşturduğu iç borç stokunun yaklaşık 5'te birinin Demirbank'ta olduğu belirtiliyor. Demirbank, agresif bono alımları sırasında faizlerin beklenenden hızlı düşmesine yardım etmişti.
"Demirbank, geçen yıl yüzde 110'larda olan faizin yüzde 30'lara inmesine en büyük katkıyı sağlayan özel bankadır. Bu katkıyla Hazine, faiz giderlerinden 20 milyar dolar tasarruf etmiştir. Banka enflasyonun düşürülmesine de en önemli katkı sağlayan kuruluşların başında gelmiştir. "
Bankanın, 22 Kasım'da başlayan mali kriz öncesinde 75 trilyonluk dönem karı, tümü karda olan ve sektörün öncülerinden iştirakleri ile yurtiçi ve dışında faaliyet gösteren güçlü bir finans kuruluşu olduğunu dile getiren Halit Cıngıllıoğlu, şunları söyledi:
"Tam olarak anlaşılamayan bir şekilde faizlerin aşırı derecede yükselmesi ile baş gösteren kriz, bütün bankacılık sektörünü etkilemiştir. Ancak Demirbank'ın etkilenmesinin asıl sebebi, uygulanan ekonomik istikrar programına destek vererek, portföyüne aldığı Hazine bonolarıdır. Programa inanılarak ve destek verilerek, yüzde 35-40 faiz getirili portföye dahil edilen Hazine bonoları, mali kriz süresince zaman zaman bileşik faizle yüzde 1.600.000.000 seviyelerine kadar ulaşan aşırı yüksek faizlerle finanse edilmek zorunda kalınmıştır. Söz konusu faizler rasyonel sınırlardan çok uzaklaşmıştır."
Cıngıllıoğlu, faizlerin çıldırmasının programa destek verenleri yıprattığını kaydetti. Demirbank'ın da Hazine bonosu alırken faizlerin yükselebileceğini düşündüğünü ve hesapladığını dile getiren Cıngıllıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama burada dikkate alınabilecek yükseliş aklın ve mantığın kabul edebileceği seviyelerdir. Yani yüzde 30'lar seviyesinde olan faizin yüzde 40-50'lere, hatta 100'lere de çıkması öngörülebilir. Demirbank bunların hepsini öngörmüştür ve bunları rahatlıkla göğüsleyebilecek güçtedir. Ancak iktisat bilimine göre faizlerin yüzde 30'lardan yüzde 1000'lere, 10 binler, 100 binler seviyesine ulaşmasını hiçbir kuruluşun öngörmesi mümkün değildir."