Oscar'ı evine götürüp, Billy Bob Thornton'la acil bir evlilik yaptığı bir yılı ardında bırakan Angelina Jolie, şaşırtıcı bir değişim yaşamışa benziyor. Ne dersiniz, sizce de 'kötü melek' havalandı mı?

O ŞİMDİ EVLİ VE MUTLU
Şimdi öyle mi? Angelina Jolie şimdi sigarayı bile bırakmaya gayret ediyor; onunla sigara içen muhabirlerin gelip röportaj yapmalarından hiç hazzetmiyor Ğkendini tutamıyor çünkü...

Angelina, bir başka Oscar ödüllü usta aktör -babası kadar olmasa da- Billy Bob Thornton'la dört aydır evli. O yüzden Londra-Los Angeles arasında mekik dokuyor.

Birbirleriyle hiç sık görüşemeseler de, "sadece gidip yanına uzanmak için" onca yolu bir günlüğüne kat ettiğini, gözleri dalarak söylüyor Jolie; "sadece başımı boynunun hemen altına yaslamak için... Yatakta öylece yatarken, ayaklarım onunkini buluveriyor. Gecenin bir yarısı, uykuyla uyanıklık arasında elini tutuyorum. Cinsel açıdansa, o..."

İşte bu noktada ilerideki ününü kesin olarak borçlu olacağı gülümsemelerinden birini patlatıyor; "Bazen bu konuda dalga geçiyoruz, birbirimizi bayıltmaktan korkuyoruz. Birini o kadar çok seviyorsun ki, onu içine almak istiyorsun..."

GİA DÖNEMİ BİTTİ
Premiere'le yaptığı söyleşide itiraf ediyor Jolie: "Eskiden dokunulmaktan hiç hoşlanmazdım. Bana sarılanlar, nefesimi tuttuğumu iddia ederlerdi. Hâlâ tutuyorum, hiç sevmiyorum. Herkes de benim seks meraklısı biri olduğumu, seksi olduğumu düşünüyor. Oysa yalnızca erken evlendim ben..."

25 yaşına gelen Jolie, birkaç yıl evli kaldığı TV dizisi oyuncusu Jonny Lee Miller'dan, ilk meşhur filmi "Gia" esnasında ayrılmış. Jolie, bu filmde lezbiyen ve uyuşturucu müptelası bir süpermodeli canlandırıyor; annesi (Mercedes Ruehl), bile onu terk ediyor ve nihayetinde, AIDS'ten ölen ilk insanlardan biri oluyordu. Trajik hayatını oynadığı Gia Carangi rolü, belki de Angelina'yı o sıralar fazlasıyla etkilemişti: "Bu dünyada gerçekten yaşamayan o insanlardan biri gibiydim. Çok kötümser, karanlık, umutsuz ve güvensizdim. Sonuna dek yanıp söneceğimi düşünüyordum; dibine kadar yani... Ama öyle olmadı."

Tabii ki bu sahnede Billy Bob Thornton çıkıyor: "Billy ile tanıştım ve her şey değişti. Bizi zamanında üzen şeyler aynıymış meğer. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz ve olduğumuz gibi kabulleniyoruz. Bu yüzden pişmanlık duymuyorum; ya da kendimi hiçbir şey için -özellikle geçmiş için- kötü hissetmiyorum. Bu da hayatı gerçek kılıyor..."

Thornton'la ilk defa "Pushing Tin" isimli filmde tanışmışlar. Jolie, filmde Billy'nin karısı rolündeymiş! O günleri şimdi yine ağzının kenarında hafif bir kıvrımla hatırlıyor: "Çok etkilenmiştim Billy'den; oyunculuğundan, 'gerçekliğinden'... Ayrıca onun karısı olmak da çok eğlenceliydi!"

Hem akıllı hem hızlı
Son olarak araba hırsızı Nicolas Cage'in marifetli sevgilisi rolünde, "60 Saniye"de izlediğimiz Angelina Jolie, yönetmenliğini James Mangold'un yaptığı "Girl Interrupted" ile Oscar kazandı. Yönetmeni Jolie'yi anlatıyor...

"Müthiş bir kontrol gücü, lirizm ve hüzün var Angelina'da; yani bunların hepsi var! Ama aynı zamanda ritim ve hız da var; hele bir yerden bir yere çekirge gibi hareket etmesi, kameraları bile şaşkına çeviriyor. Film çekimi sırasında odasının duvarlarına pornografik resimler asmasına gelince... Angie sadece filmde canlandırdığı Lisa'nın etine kemiğine bürünmeye çalışıyordu, o kadar. Bunun bildiği ve yapabileceği bir yolu varsa da, onu yapıyor; bu işte çok iyi. Bir kere provokatif biri, insanı zorluyor. Ayrıca çok akıllı, sizden daima bir iki adım önde."