Piyasa aktörlerinin yüzlerinde güller açtı dün. Uçurumun kenarından dönmenin mutluluğunu yaşadı herkes.
Hükümetle IMF heyeti arasında, acil kaynak sağlanması konusundaki anlaşmanın gerçekleştiği haberi her şeyi değiştirdi.
Gök gürültülü sağanak yağış ardından güneş açtı, faizler hızla düşerken borsa füze gibi yükseldi, dövize talep de iyice geriledi.
IMF ile varılan uzlaşmanın, mali desteğin miktarını da içeren bir biçimde bugün açıklanması bekleniyor.
Başbakan Yardımcısı Bahçeli ve Hazine Müsteşarı Demiralp, istikrar programının eskisi gibi ve aynı kurallarla devam edeceğini söylediler.
Ama bu o kadar kolay olmayacak.
Çünkü yükselen faizlerin eski düzeyine dönmesi, sisteme yeniden güven kazandırılmasına ve enflasyon hedeflerinden sapma olmamasına bağlı olacak. Çünkü...
Kur-enflasyon makasının açılması, devalüasyon beklentilerini her defasında uyaracaktır.
"Kriz hiç yoktan patladı" deniyor.
Doğru değil. Cahilce hatalar yaptık.
Müzmin enflasyon kolay inmez. Yirmi yılda şişmanlamış insan, bir kaç haftalık rejimle zayıflamaz. Oysa biz yiyip içerek zayıflamak peşindeyiz.
Devlet Bahçeli dün şöyle dedi:
"Özelleştirme uygulamalarında yaşanan aksaklıklar, bankacılık alanında ortaya çıkan sorunlar, krizin yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır."
Telekom ve THY özelleştirmelerindeki gecikme, krize giden yolun taşlarını döşedi.
Bu özelleştirmeler teknoloji ve döviz getirecekti. Gecikme, değerleri azalttığı gibi 7 milyar dolar dövizin Türkiye'den kaçmasına yol açan zayıflığın da sebebi oldu.
Partizan didişme bitmeli ve IMF'ye verilen özelleştirme sözü yerine getirilmelidir.
Üretimsiz olmaz
Kriz, reel ekonomiyi, yani üretimi yine unutturmuştur ülkeyi yönetenlere.
Hatırlamakta gecikmeyelim:
Üretime dayanmayan ekonomi olmaz. İstikrar hiç olmaz.
Kalıcı bir iyilik, üretim ve ihracatı arttırıp devlet israfını durdurmakla sağlanabilir. Devlet, üretim ve ihracat yapana cesaret vermeli.
Önceki gün TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu Başbakan Ecevit'e şöyle yakındı:
"Bankacılık sektöründe panik var. Bürokratlar da panik ve korku içinde. Örneğin defterdarlıklar dürüst ihracatçının bile vergi iadesini ödemekte zorlanıyor. Hemen her konu DGM'ye gidiyor. Oysa bunların hiç biri DGM'lik değil. Anonim şirket için 5 kişi gerekiyor. 5 kişi olunca da çete sayılıyor!"
Bu yanlışı Ecevit de kabul etmiştir.
Polis ve vergi müfettişi zihniyetini ekonomi oyununun baş rolüne çıkaran yanlışı farketmek önemlidir.
En az IMF yardımı kadar önemlidir.
Ekonomi züccaciye dükkânına benzer. İçindeki yanlışları dikkatle ayıklamak gerekir.
Oysa biz fillerle girdik!