Primlerini alamayan G.Saraylı futbolcuların başkaldırıp Pazartesi gecesi kampa girmeyi reddetmeleri maçı nasıl etkiler?
Etkileyeceğini sanmıyorum. G.Saray'da futbolcular başlarına buyruk. İpin ucu kaçtı. Daha fazla kaçamaz ki... Bu, G.Saray'da bir yönetim olmadığının başka bir göstergesi. Geriye dönüyorum. Sezon başı Başkan Faruk Süren ile konuştuk. Dedi ki, "Fatih Terim bizi fena halde tembelliğe alıştırdı. Her işi yapıyordu. Gidince boşluk oluştu. Teknik olayı Lucescu dolduracak. Ama diğer yerleri dolduramayacağını görüyoruz. Maç dışında futbolcuların yönetim işini bir menajere bırakacağız."
Çok doğru bir teşhisti. Ama tedavi aylardır yapılmadı. Sorumsuzluk, başıboşluk, laubalilik aylarca azdıkça azdı. F.Bahçe ve Ankaragücü maçlarında 9 sarı kart ve G.Antep maçına 3 kişi cezalı. Daha lig başlamadan St.Gallen maçı sonrası Turgay Renklikurt basın toplantısında Lucescu'ya, "Bu takım çok gereksiz kart görüyor. Ne yapacaksınız?" diye sormuştu. Bu sorunun yanıtı hâlâ ortada yok. Sen takımı bu kadar boşlarsan, toplu halde kafa tutarlar. G.Saray'da ipler artık futbolcuların elinde.
Futbolcuların "Kampa girmedik. Sorumluluğumuz arttı. İyi oynamalıyız" diyerek canlarını dişlerine takacakları görüşüne katılıyor musunuz?
İpleri ellerine almışlarsa, "Şimdi sorumluluk bizde. Sorumluluğumuzu bilelim" diye düşünebilirler. Ama sezon başından beri sorumlulukları olmadığını gösterdiler. Yine de futbolcuları suçlamıyorum. Onların yanındayım. Bu kadar korkak, silik, yönetimle sonuç bu... Bu gençler kendilerini yönetebilecek olsa, dünyanın her yerindeki futbol takımlarında bunca yöneticinin işi ne? Bunlar, yönetilmeye muhtaç gençler, ama sen yönetemiyorsun. Adam çıkıyor, "Durum aslında şöyle, şöyle... Ama ismimi yazmayın. Futbolcularla karşı karşıya gelmeyeyim" diyebiliyor. Korkaklığa bak! Sen sakalı bu kadar ele verirsen yolarlar. Kabahat yolanda değil, yolduranda. Bunlar yarın kongreye gelip "İstemezük" diye başkan değiştirirler. G.Saray Futbol Takımı, Yeniçeri Ocağı'na döndü.
46 gündür oynamayan Taffarel mi, bu sürede giderek daha iyi oynayan Kerem mi kaleyi korumalı?
Bu his meselesi. Önemli olan 'Hangi kaleci daha iyi?' sorusu değil; önemli olan önde oynayan futbolcuların kime güvendiği... Bunu da ancak takımın içindeki Lucescu hisseder. Bunu yapacak tek adam o. Kaleciye duyulan güven, onun yapacağı kurtarıştan daha önemli. Bu hisle yapması kaydıyla her seçimine saygı duyarım.