|
Cihangir'e hoşgeldin Orhan Kemal
Otuz yıl önce Bulgaristan'da hayata veda eden yazar Orhan Kemal, oğullarının düşünden çıkan 'müze'yle yeniden aramızda
Türk edebiyatının önemli yazarlarından sayılan Orhan Kemal, Cihangir'deki Akarsu Sokak'ta anısına açılan 'müzede' ziyaretçilerini bekliyor. 30 yıl önce Bulgaristan'da ölen yazarın oğulları Kemali ve Işık'ın o günden beri düşü olan müzede, yazarın tüm özel eşyaları, kitapları, fotoğrafları yer alıyor. Böylece siz onu hiç görememiş olsanız da dünyasına süzülüyor, kitaplarında okuduğunuz satırların içinde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Ama en önemlisi kitapları ile kendisini ölümsüzleştirmiş bu yazarın tarihini, eşyalarının dilinden okuma fırsatını yakalıyorsunuz. Mavi pijamalarına, çatal bıçağına, yazı masasına, mektuplarına, fotoğraflarına, ünlü fötr şapkasına, yatağına baktıkça zaman bir anda geriye sarmaya başlıyor. Kâh Halit Kıvanç'ın hakemliğini yaptığı bir maçta gol atıyor, kâh Yaşar Kemal'le sohbet ediyor. Ya da yazı masasının başında yeni bir romana başlıyor ya da 'bir düşünce suçlusu' olarak hapishane avlusunda oturuyor.
Yatağının üzerinde duran ve Bulgarisan'da öldüğünde yüzünden alınan maskı ise şüphesiz müzenin en değerli eşyalarından. Müzenin alt katında ise onun sıkça gittiği ve yazılarını yazdığı İkbal Kahvesi'nin bir benzeri açılacak. Burada çay içip, kitap okuyabilirsiniz de. Müzeye yolunuz düşerse, ne giymiş, nasıl yazmış hepsini görebilirsiniz. Gerisi hayalgücünüze kalmış. Ama bunlarla yetinmek istemiyorsanız, oğlu Işık Öğütçü orada. O size babası ile ilgili anılar anlatabilir. Biz sorduk, o da anlattı: "Sultanahmet
cezaevinde iken anneme bir mektup yazmıştı. 'Işık üzülmesin, çıkınca ona bisiklet alacağım' diyordu. Aldı da. Ama ben bu bisiklete onun binmesini çok istiyordum. Bindi. Hâlâ onun pedal çeviren görüntüsü gözlerimin önündedir. Bulgaristan'a gidecekleri gece durumu anlattıktan sonra yatmıştık. Fakat sabah, beni uyandırmaya kıyamadıklarından vedalaşamamıştık. Bir ay sonra ölüm haberini aldık. Bu yüzden ben, her sabah çıkarken muhakkak kızımı öpüyorum."
ANISINA DEFTER
Yazarın ölümüyle birlikte Nihat Bengi'nin tuttuğu defter de müzeye taşınmış. Defterde şöyle notlar var:
Sevgili Orhan. İşte böyle oluyor. (Salim Şengil / Yayıncı)
Bana vermiş olduğun ışık, ölene dek devam edecek. Ayrılışın babamın ölümünden daha acı geldi bana. (Mustafa Kutlu, yazar/ 1973)
Mahallemize hoş geldin. (Sezer Duru, yazar/ 2000)
Sadece bu müzeyle değil, her zaman anmalıyız seni. (Orhan Duru)
Ne çok kitap yazmışsın. (Namık Kemal İlköğretim Okulu öğrencileri)
Pamuk işçisi kâtip
Orhan Kemal
15 Eylül 1914 - 2 Haziran 1970
Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan yazarın babası, Birinci TBMM Kastamonu mebuslarından Abdülkadir Kemali Bey'dir. 1930 yılında babası ile birlikte Suriye'ye gitti. Bir yıl kadar babasıyla Suriye ve Lübnan'ı gezdi, daha sonra Adana'ya döndü (1932). Pamuk fabrikalarında işçi ve katip olarak çalıştı. 1950'de İstanbul'a geldi ve kalemi ile geçindi. Hem tedavi olmak amacı ile hem de Bulgaristan ve Romanya Yazarlar Birliği'nin davetlisi olarak gittiği Sofya'da beyin kanamasından öldü. Orhan Kemal, şiirlerinde Raşit Kemal, Orhan Raşit gibi takma isimler kullanırdı. Baba Evi ve Avare Yıllar romanlarında yazar, kendi hayatını anlatmıştır. Eserlerinde toplumsal sorunları sürükleyici bir dille kaleme alan yazarın başlıca eserleri şunlardır: Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Önce Ekmek, Murtaza, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları, Yalancı Dünya, Tersine Dünya.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|