kapat

CUMARTESİ EKİ
02.12.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Ata Yatirim
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

YeniBinyil
Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Rengarenk şehir Paris
Yönetmen Haneke bize Paris fonu önünde, Fransa'daki Afrika ve Balkan kökenli göçmenleri, onların bu farklı toplumdakilerle ilişkilerini anlatıyor. Binoche da filme ayrı bir renk katıyor

Avusturyalı yönetmen Michael Haneke, "Bir Raslantı Kronolojisinin 71 Parçası" ve sinemalarımıza gelen "Funny Games - Ölümcül Oyunlar"dan sonra, yeni filminde de temel tavrını koruyor. Sinemanın bir eğlence ve sanayi ürünü olarak sahip olması gereken hiçbir ögeyi, seyirci beklentisi denen şeyi dikkate almayan, okşayıcı değil ısırıcı, soğuk, zihinsel, ama önemli şeyler söylemeye çalışan bir sinemanın uygulayıcısı...

AH! PARİS...
"Ölümcül Oyunlar"da bir burjuva ailesinin tüm bireylerinin iki katil tarafından acımasızca katledilişini hiç bir umut ışığı vermeden anlatan yönetmen, bu kez kamerasını Paris'e çeviriyor. "Avrupa'nın Londra ile birlikte iki çok-uluslu kentinden biri" dediği Paris'ten insan manzaraları sunuyor bize...

Yönetmen, biçim olarak da, içerik olarak da radikal bir tutuma sahip. Biçim olarak, bölümler halinde gelişen bu çok-öykülü hikâyenin her bir bölümü, tek bir çekimden oluşuyor. Açılış planı, Juliette Binoche'un evden çıkıp Paris bulvarlarına dalmasını ve kahramanların bir kısmını tanıtan bölüm, tam sekiz buçuk dakikalık tek bir çekimden oluşuyor. Yani Hitchcock, Welles, Altman ve De Palma'nın ünlü uzun çekimleri kadar!.. Diğer çekimler ise daha kısa sürüyor.

Yönetmen bize Paris (ve arada bir Romanya köyü) fonu önünde, Fransa'daki Afrika ve Balkan kökenli göçmenleri, onların bu farklı toplumdakilerle ilişkilerini anlatıyor. Daha doğrusu tüm bu ilişkilerden kısa ve bölük-pörçük anlar sunuyor. Haneke ile çalışmayı isteyip onun bu Fransız serüveninin başlatıcısı olan Juliette Binoche ise bölümler için bağlayıcı bir işlev görüyor.

Haneke olaya soğukkanlılıkla, bir belgeci tavrıyla yaklaşıyor. Her ırk kendi dilini konuşuyor, kendi sorunlarını yaşıyor. Bu dağınık bölümleri birleştirmek ve gerekli dersleri çıkarmak seyirciye bırakılmış.

Haneke, seyircisinden ciddi ve katılımcı bir çaba isteyen bir yönetmen. Ama bu çabaya değip değmeyeceğinden kuşkuluyum. Çünkü gösterdikleri, göç, savaş ve ırksal çatışma sorunları üzerine çok klasik olaylar, çok bilinen şeyler. Yeni ve heyecan verici bir şey yok. Dolayısıyla, bu soğuk ve zihinsel film, farklı bir şey, bir 'mesaj' arayan entellektüeller için. Genel geçer seyirci için kesinlikle değil...

BİLİNMEYEN KOD Code Inconnu
Yönetim ve senaryo: Michael Haneke Görüntü: Jürgen Jürges t Müzik: Giba Gonçalves Oyuncular: Juliette Binoche, Thierry Neuvic, Sepp Bierbichler, Ona Lu Yenke t MK2 (Fransız) yapımı.

Hitchcock'a yakışır bir film
'Gizli Gerçek' birinci sınıf bir psikolojik gerilim filmi. Tam Alfred Hitchcock'a yakışır bir öykü bu ve sanırım üstad da bu konuyu sever, bu filmi de büyük ölçüde benimserdi

O rüya gibi Amerikan evlerinden biri... Süper-zenginlerin mekânı Vermont gölü kıyısında, Boğaziçi gibi bir manzaraya bakan, önünde rıhtımı ve teknesi olan bir düş evi. Ve bu evde, 18 yaşlarındaki kızlarını yatılı okula gönderdikleri için başbaşa kalan, "mutlu olmak için herşeye sahip" bir çift... Vaktiyle babasının da ders verdiği üniversitede araştırma görevlisi olan Dr. Norman Spencer ve güzel, hassas, belki biraz fazla hassas eşi Claire...

FIRTINA ÖNCESİ
Ama bu mutluluk, fırtına öncesi bir denizin aldatıcı görünümü gibidir. Birden her şey hızla bozulmaya başlar. Komşu eve yeni taşınan çiftin bitmek bilmeyen kavgaları ve sonra Claire'in komşu kadının öldürülmüş olduğu konusundaki inancı... Aynı anda evde beliren ve varlıklarını Claire'e çeşitli ürkünç biçimlerde hatırlatan hayaletler... Daha sonra yakın geçmişte yaşanan, kocanın ihanetiyle ilişkili ve Claire'in bilinçaltına itmeyi denediği acı bir olay...

"Gizli Gerçek", hemen söylemeli, birinci sınıf bir psikolojik gerilim filmi. "Roger Rabbit" ve "Forrest Gump"ın yönetmeni Robert Zemeckis, evli bir çift arasında beliren şüpheyi ve gerilimi anlatan eski filmleri, örneğin "Rebecca", "Şüphe" ya da "Işıklar Sönerken"i andıran hikâyeyi, etkili ve çağdaş biçimde görselleştiriyor ve artık hiç ummadığımız bir şeyi; yapıyor: sanki yıllar sonra yeni bir Hitchcock filmi izlemenin keyfini bize yaşatıyor. Arada ustanın kimi filmlerine, örneğin "Arka Pencere", "Cinayet Var" ve de "Sapık"a da selam sarkıtarak... Zemeckis belki finali biraz fazla yüklüyor ve filmi gereksiz yere uzatıyor. Ama bu kadarı da galiba çağdaş sinemanın kaçınılmaz gereği ve sinemacıların illa da "balyoz gibi final" sloganının önlenemez uygulaması...

Harrison Ford, Indiana Jones'dan kilometrelerce uzak incelikli bir rolde iyi. Hep ağlayacakmış gibi duran Michelle Pfeiffer de öyle; çünkü filmde, hikâyenin kahramanı da olsa, sırf seyirci de olsa, bir kadını ağlatmak için çok şey var!.. Hamile veya aşırı duyarlı hanımlar ve küçük çocuklar için kesinlikle zararlı, ama özellikle gerilim meraklıları için kaçırılmaz bir film.

GİZLİ GERÇEK What Lies Beneath
Yönetmen: Robert Zemeckis t Senaryo: Clark Gregg Görüntü: Don Burges Müzik: Alan Silvestri Oyuncular: Harrison Ford, Michelle Pfeiffer, Diana Scarwid, Joe Morton, Amber Valletta Fox yapımı.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır