|
Biz Küba'da her gece
Milletvekillerinin Küba turunu yakından takip ettik. Turistik Che aksesuvarları ve muhteşem sahillerinin arkasındaysa yoksul bir ülke var... Küba, 1959'daki devrimden önce kumarbazların ve gangsterlerin yoz cennetiydi
Küba dostluk gezisi, bu hafta televole programlarının bile baştacı oldu. Nasıl olmasın? DSP'li Rıdvan Budak ile MHP'li Mehmet Gül'ün barış çubuğu gibi puro tüttürmeleri; Kübalı kızlarla 'sıcak' karşılaşmalar, 'beach volley' oynamalar, Che beresiyle poz vermeler... Dostluğun geliştiği kesin! Hatta milletvekillerinin süper rahatlamış, memnun-mesut görüntüleri, bazılarının bayram rotasını bu küçük adaya çevirmesine bile neden olabilir. Madem öyle, Diyanet'in 'orada oruç tutabilirseniz sevabı iki kat fazla olur' çağrısı yaptığı, bir zamanların gangster cenneti, şimdinin yoksulluklar ülkesi Küba'yı biraz tanıyalım...
1 Ocak 1959'daki Devrim öncesinde Amerikan mafyasının, kirli işlerin arka bahçesiydi Küba. Mesela milletvekilleri tavaf etti mi bilinmez ama, Havana'daki Tropicana adlı açık hava kabaresi, dolup dolup taşardı. Tropicana, diktatör Fulgencio Batista ülkede gücü ele geçirdikten altı yıl sonra, 1939'da açılmıştı. Dansözler buradaki muhteşem şovlarını halen sürdürüyor. Havana ise eski şaşaasını yitirse de, zengin ünsüzlerin kaçamak yeri olmayı sürdürüyor. Conde Nast Traveller dergisine göre halen bakir denebilecek yerler mevcut, ancak Havana ile Varadero'daki yat kulübü arasındaki sahil, komünizm öncesi zevk-u sefa günlerinin mihenk taşlarıyla dolu...
MAFYA BABASINA DAVET
Rom alemleriyle meşhur Küba'ya ilk turistlerin ayak bastığı 1920'lerde, ABD'de hayat epey muhafazakardı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise dünyanın her köşesinden gelen insanlar doldurdu bu güneşle yıkanan eğlence adasını. Üst sınıf, Billmore Country Club'da öğlen yemekleri yer, Amerikan-Küba Jokey Kulübü'nde bahis tutar, Teatro Garcia Lorca'ya (şimdi adı Gran Teatro de la Habana) şık giysilerini giyip giderdi. Zengin playboy'lar ise, yazar Ernest Hemingway'in uğrak yeri Sloppy Joe's Bar'da daiquiri'lerini peş peşe yudumlayıp Tropicana'da güzel dansçıların (jineteras) heykel gibi vücutlarının en ince kıvrımlarını seyretmeye giderlerdi.
Dolarlar Küba'ya akarken Amerikan mafyası da boş durmadı tabii; Florida'ya rom kaçakçılığı 20'lerde başlamıştı. Diktatör Batista, Meyer Lansky adındaki mafya babasını Havana'nın kumarhanelerini ve at yarış pistlerini yönetmesi için bizzat davet etti... Hatta Aralık 1946'da mafya patronları yıllık toplantıları için Havana'da buluştu.
SİNATRA'DAN HEDİYE
Havana'nın batısında özel bir yerleşim birimi olan Miramar'ın safir renkli sularında Ernest Hemingway'in balık tuttuğu bilinir. Yatçılar ise buradaki Miramar Yat Kulübü'nde buluşurdu. Buradan beş dakikalık bir araba yolculuğuyla ulaşılan Vedado ise, Kübalıların Miami'sidir. Buraya gelenler Hilton'da (şimdinin Habana Libre Oteli) kalır, Club 21'de dans eder ve Coppalia'da gösteri yapan
genç yetenekleri izlemeye giderdi. Nat King Cole, Lena Horne, Maurice Chevalier, Frank Sinatra'nın şarkıları dinlenirdi. Sinatra demişken, 1947'de Al Capone'nin iki kuzeniyle Küba'ya gelen şarkıcı, Amerika'dan sınırdışı edilen mafya babası Lucky Luciano'ya altın sigara kutusu getirmişti.
Nitekim Vedado'yu zenginleştiren mafyanın parası oldu. Mesela Luciano ile Lansky'nin operasyonlarını planladıkları Hotel Capri, Marilyn Monroe'nun Niagara filminin seti hissini uyandırıyor. Lobiyi halen romanesk heykeller, şıkır şıkır avizeler süslüyor, deri-krom kanapeler, altın kafeste kanaryalar da cabası. 50 yıl önce Lansky, Capri'nin kumarhanesi için göstermelik bir gangster kiralamıştı; George Rafth adındaki bu aktör o kadar başarılıydı ki, devrim gecesinde kumarhaneyi basan bir gruba en sıkı ganster sesiyle 'Hiçbir serseri benim kumarhanemi basamaz' diye gürleyince devrimciler mekanı terk etmişti.
Ancak mafyanın en kıymetli yeri, okyanus kıyısındaki Habana-Riviera'ydı. 1957'deki açılış için Lansky, Ginger Rogers'ı getirtmişti. Bugün Riviera'da o günlerin anısına bir fotoğraf galerisi bulunuyor.
1950'lerin sonunda Küba'nın eğlenceseverleriyle sert gerçekliği arasındaki uçurum iyice derinleşti.
SEKS PAZARI
Artık Havana'nın kumarhaneleri kapalı, taksi şoförleri ise kaçak rom, puro ve ucuz oda pazarlığı yapıyor. Kübalılar halen turistleri kerizlemekte çok başarılı; bir muhabbete dalıp ayaküstü bir içki içen, 50 doları gözden çıkarmalı. Ve seks halen büyük bir pazar. Tropicana'nın kızları akşam yemeği fiyatına vücudunu satabilir, ya da barda rastladığınız biri kız kardeşini sunabilir.
Önümüzdeki yıl Küba'yı ziyaret etmesi beklenen 2 milyon kişinin üçte biri Havana'nın iki saat uzağındaki Varadero'da kalacak. 1926 yılında Irenee du Pont, golf sahasından yat limanına kadar dev bir kompleks kurup,bunu Xanadu adını verdiği muhteşem evle taçlandırmış. Şimdi çatı katındaki bar halka açık, Che ve Castro'nun devrim sonrasında sembolik de olsa oynadıkları golf sahası da halen faaliyette. Zengin Amerikalılar du Pont'un peşinden geldi. Hatta Al Capone'un bile burada evi vardı; şimdiyse Casa de Al adıyla restoran oldu. Mönüde Mafya çorbası, kanlı spagetti, yüksek patlayıcı puding var!
50'lerden itibaren Varadero'daki dekadans Havana'yı bile geçti. Şimdilerde seks pazarı yine patladı. Geçen yıl polis sokaklardan 7 bin genç fahişeyi topladı. Ama onlar kolay yabancı paranın tadını aldı bir kere...
Kısmetse Küba'ya...
Gidiş
THY ile İstanbul-Madrid-Küba seferi, gidiş geliş 1066+50 dolar.
Tel: 0212 663 63 63
Air France İstanbul-Paris-Küba seferi, gidiş geliş 949+40 dolar.
Tel: 0212 256 43 56
Otel ve eğlence
-Habana Libre'de bir gece 160 dolar (Tel: 00 53 7 334011)
-Capri Otel'de bir gece 80 dolar ( Tel: 00 53 7 333747)
-Hotel Vaaradero Internacional'da double'lar 100 dolardan başlıyor (00 53 667038) Tropicana kabaresinde biletler 35 dolar
* Otellerde araba kiralanıyor; bir günlük 70 dolar civarında
* Küba'da tüm fiyatlar için pazarlık edilir.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|